Dil Felsefesi Sözlüğü

Atakan Altınörs

Sayfa Sayısına Göre Dil Felsefesi Sözlüğü Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Dil Felsefesi Sözlüğü sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Dil Felsefesi Sözlüğü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
allusion, implicitation | anıştırma
Grice’a göre insan iletişiminin “en az çaba ile en çok iş” şeklinde formüle edilebilecek bir tutum ilkesinin gerektirdiği bir özelliği olarak, genellikle söylenmiş olan şeyden fazlası iletilmek istenir. Grice, uylaşımsal anıştırmalar ile karşılıklı konuşmadaki bir defalık anıştırmaları birbirinden ayırır. Örneğin, “o kadın İtalyan, ama sarışın” diyerek, İtalyanların genellikle sarışın olmadığının uylaşımsal olarak kabul gördüğü ima edilmekteyken, bir lokantanın önünde A kişisi “param yok” dediğinde ve B kişisi ona dönüp “ az ileride otomatik para çekme makinesi var” biçiminde yanıt verdiğinde, B, A’nın bir banka kartı olduğu ve hesabında da para bulunduğuna anıştırma yapmaktadır. Bu gibi durumlarda söylenmeyen şeye “anıştırma” adı verilmektedir. (Bkz. tutum ilkesi)
Sayfa 6
nominalism, nominalisme | adcılık
Geniş anlamıyla, Platon ve Aristoteles ile başlayan ve Ortaçağ boyunca süren tümeller tartışmasında, Roscelinus gibi filozoflarca savunulmuş ve “tümel” denen şeylerin gerçekte var olan özleri belirtmeyen sesler, adlandırmalar olduğu biçimindeki tez.
Sayfa 6 - Kratylos diyaloğundaki, nesnelerin adlarının onların doğasından kaynaklandığı biçimindeki özcü sava tepki.
Reklam
non-sense, non-sens | anlamsızlık
Bir dilsel ifadenin herhangi bir iletişimsel içerik taşımaması, iletişimsel değerden yoksun olması. Örneğin, “değişimler kanaviçenin gözünde ayaklanma çıkarır” tümcesi, anlambilimsel hata nedeniyle anlamsızdır.
Sayfa 8 - şiir öldü şu an | bence adlarını anmak istemediğim absürtler bu tırnağı beğenirdi.
Assertorik önerme
Modal mantıktaki üç önerme türünden biri. "İyilik eden iyilik görür" gibi tersi de düşünülebilecek olumsal yargılar assertorik önermelerdir.
Austin, gündelik dilde olağan olarak kullanılan sözcelemlerin ciddiyetle ele alınmasının felsefedeki kimi geleneksel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını savundu ve bu savıyla Wittgenstein’m post-Tractatus döneminde açtığı yoldan ilerleyerek sonradan “gündelik dilin felsefesi” adıyla anılacak olan akımın öncüleri arasında yer aldı. Wittgenstein’ın dilin dünyaya açılan biricik algı kapımız olduğu biçimindeki tezini benimseyerek algı dili konusunda çözümlemeler yaptı.
Sayfa 10 - oldukça pragmatik.
Russell mantıksal atomculuk öğretisinde dildeki mantıksal atomların dünyadaki atomsal olgulara karşılık geldiğini Öne sürmektedir. Russell’ın anlayışı, tümcelerin dış dünyada var olan şeyler ile bire bir örtüştüğü biçiminde bir ideal dil varsayımına dayalıdır. Ona göre, tümceler dünyadaki olguların tasarımlandır ve bir tümcenin anlamı da onun göndermede bulunduğu olgu durumudur. Oysa ki içinde belirli betimlemelere yer verilmiş tümceler, çoğunlukla göndergeleri bulanık kaldığından çeşitli paradokslara neden olabilmektedir. Bu nedenle Russell, belirli betimlemeleri elemeye yönelik bir çözümleme yöntemi kullanmayı önermektedir.
Sayfa 13 - betimle(me) ! tanımla. | ve edebiyat ölür.
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.