Dil Felsefesine Giriş

Atakan Altınörs

Dil Felsefesine Giriş Sözleri ve Alıntıları

Dil Felsefesine Giriş sözleri ve alıntılarını, Dil Felsefesine Giriş kitap alıntılarını, Dil Felsefesine Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anadolu’da yaygın olarak kullanılan ifadelerde erkeklik yüceltilirken kadınlık –doğurganlık özelliği dışında– alçaltıcı biçimlerde anılmaktadır. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada doğal dillerde yer alan erkek-egemen öğeleri deşifre etmeye yönelmiş sosyolengüistik uzmanları bulunmaktadır.
E. Husserl’in “anlam” kavramın dil felsefesindeki sınırlarını aşacak şekilde kullanarak bilinç ile gerçeklik arasında bulunduğunu varsaydığı “anlam uçurumu”nu tartışmaya açması; Gadamer’in de vurguladığı gibi, yirminci yüzyılda hermeneutiğin metamorfoza uğrayarak büyük oranda dil felsefesine dönüşmesi ve buna bağlı olarak Heidegger gibi “Varlık”ı dil olarak yorumlayan bir filozoflar kuşağının ortaya çıkışı; Habermas’ın “iletişimsel eylem teorisi”nde dil aracılığıyla gerçekleştirilen eylem biçimlerini mercek altına alması; analitik felsefe akımındaki filozofların düşüncenin mantıksal yapısının dilsel çözümleme aracılığıyla gün ışığına çıkarılabileceği iddiası ve bu akımın içinde “dilci filozoflar” adıyla anılan bir grup filozofun, felsefedeki geleneksel problemleri dilsel sorunlara dönüştürerek çözmeyi denemesi, yirminci yüzyılda dil felsefesine yönelik ilginin boyutu hakkında bir fikir verebilecek örneklerdir (...)
Reklam
Mantıkçı pozitivistlere göre, felsefe bir bilim olmadığından dolayı felsefeciden sentetik bilgiler ortaya koyması beklenemez. Olgusal bilgilerin ötesinde ise, felsefe için daima “metafizik” gibi bir tehlike söz konusudur. Felsefenin sağın bir bilgisel etkinlik olabilmesi metafizikten uzak durmasına bağlıdır; zira metafiziğin cümleleri boş-anlamlıdır.
Humboldt esasen, belirli bir dil ile onu konuşan milletin kültürü arasında diyalektik bir bağ olduğunu savunmakta ve dil ortaklığını bir millet olmanın gereklerinden saymaktadır. Ona göre “dil ortaklığı, ortak bir dünya tablosuna sahip olmaktır”.
Saussure’de düşünce dilden kaynaklanır ve dili tek konu olarak alır. Dil kendisi için ele alınır ve böylece dilbilime üç görev düşer: 1. Bilinen tüm dilleri eşsüremde ve artsüremde betimlemek; 2. Dillerde kendini gösteren genel yasaları ortaya çıkarmak; 3. Kendi sınırlarını çizmek ve kendi kendisini tanımlamak (...)
(...) filozof da bilim adamı gibi olan-bitenden hareketle işe başladığı halde, sonuçta olan-bitene dair ürettiği bilgiyi sınamak üzere yeniden ona başvurmamaktadır. Zira artık o bilginin sınırları, deneyimin sınırlarından daha geniştir. Felsefî bilgi, salt duyu deneyimi yoluyla doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir olmayan bir nitelik arz etmektedir.
Reklam
56 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.