Dil Hurafeleri Sözleri ve Alıntıları
Dil Hurafeleri sözleri ve alıntılarını, Dil Hurafeleri kitap alıntılarını, Dil Hurafeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil tamamlanmış bir yapıt değil, sürüp giden bir etkinliktir.
Yanlış ya da eksik konulan kurallar Türkçenin sözvarlığına zarar verir.
Yeni sözcük yaratma konusunda halk sanki daha yaratıcıdır, çünkü daha cesur davranır.
Bir dilin yazılmış yüz kuralı varsa, yazılmamış bin kuralı olduğunu hep yineler dururum.
Binlerce sözcüğün yok edildiği yeryüzündeki tek dildir belki de Türkçe.
Sorunlarımızı sözcüklerden başka ne çözebilir ki...
Kıstırıldığımız köşelerden sözcüklerle çıkabiliriz ancak.
Türkçenin 160'tan fazla eki var. Dilbilgisi kitapları hep birbirini tekrar ederek "yapım eki", "çekim eki" diye ayırır bu ekleri. Böyle olunca da çekim ekiyle sözcük türetilemeyeceğini düşünürsünüz. Bana göre yazım kılavuzlarımızla birlikte dilbilgisi kitaplarının da yeniden yazılması gerekir. "-den /-dan" eki çekim eki diye anlatılır. Yani sözcük türetmez demektir bu. Oysa çekim eklerinin de sözcük yaratmada etkili olduğunu görüyoruz: içtenlik, içtenlikli, sıradan (iş), havadan (kazanç) sözcükleri türetilmiş sözcükler bana göre.
Gençleri bir kuşatılmışlık içinde görüyorum, onları güzel Türkçeden uzaklaştıran, dil bilincinden, Türkçe sevgisinden yoksun bırakan kendileri değiller ki... Önce medya iyi bir Türkçe sunmuyor gençlere.
"Bor" Türkçe'dir ama, onun yerine Arapça'dan "şarap" sözcüğünü aldığımız için çoktan unutulmuştur.
Ne acı! Bir depresyon hâli var sanki genç kuşakta. Yazmayı hiç sevmiyorlar; sözcüklere inanmıyorlar, sözcükleri hayatın dışında görüyorlar. Oysa sözcüklere inanmak gerekir; yumruğa, tekmeye, silaha değil.
Türkçenin tadı tuzu, Türk halkının yaratıcılığı, her birinde birer öykü var bu sözcüklerin.
Türkçede rakamla cümle başlamaz mı? Başlar, neden başlamasın? "1947 yılında Kaman'da doğdum," demenin kime ne zararı var?
- Tûkôr ne demek?
Şairin bu sorusu da yanıtsız kalır, çünkü "ayna" anlamına gelen "tûkôr" sözcüğü de yukarıda sözünü ettiğimiz dil mezarlığına çoktan gömülmüştür.
Belki de çocuklarımızın en son fark ettiğimiz, en az değer verdiğimiz özelliğidir güzel konuşmak, güzel yazmak...