Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Din Bu 1: Tabu Can Çekişiyor

Turan Dursun

Din Bu 1: Tabu Can Çekişiyor Sözleri ve Alıntıları

Din Bu 1: Tabu Can Çekişiyor sözleri ve alıntılarını, Din Bu 1: Tabu Can Çekişiyor kitap alıntılarını, Din Bu 1: Tabu Can Çekişiyor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir “insan”ın -bu insan Âdem de olsa- 45-50 m. boyunda ola-mıyacağı açık. Yani gerçek anlamıyla “bilim”in hiçbir dalı bunu kabul etmez. Kur’an’ı, hadisleri, kısası “din”i “bilim”le bağdaştırma çabaları da boşuna bir çabadır.
Reklam
Tam ezberliyordum ayet değişmiş
"Tanrı" aynı konuda, bir ayette bir şey söylüyor; başka ayette başka şey söylüyor. Örnek: Enfâl suresinin 65.ayetinde “Ey Peygamber! İnanırları, öldürüşmeye (savaşa) kışkırt!” dendikten sonra şöyle deniyor: "Sizin sabırlı 20 kişiniz, onlardan 200 kişiyi yener. Sizin 100 kişiniz, kafirlerden 1000 kişiyi yener. Çünkü onlar, anlamayan (geri zekâlı) bir topluluktur.” “Tanrı” burada, inanırları, kendilerinden sayıca 10 kat daha çok olan inanmazları yenecek güçte olduklarını açıkça bildiriyor. Ama daha sonra görüş değiştirmiştir. Bakın ne diyor: "Şimdi Tanrı sizden (yükü) hafifletti. Bildi-anladı (alimellahu)ki, sizde bir güçsüzlük vardır. Sizin sabırlı 100 kişiniz, onlardan (yalnızca) 200 kişiyi yener. Sizin 1000 kişiniz, Tanrı’nın izniyle, onların 2000 kişisini yener. Tanrı, sabredenlerle birliktedir." (Enfal Suresi, 66. ayet. )
Buna çok güldüm. Ne yani ben şimdi babamla kardeş miyim?
Hâlânız olan hurma ağacına saygı gösterin. Çünkü bu ağaç, babanız Adem'in çamurundan arta kalanla yaratılmıştır...” (Aclûni, Keşfu'l-Hafa, hadis no: Sil, 1223.)
Çokları "Şeriat’ın Tanrısı"nı iyice tanımaz. Kendi kafasında geliştirdiği, "sonsuz güzellikler kaynağı" ve "iyilik, güzellik, dürüstlük yolunu gösteren, bunu inanırlarına aşılayan varlık" diye görür.
" Küfür " de, " tehdit " de yüreksizliğin, tükenmişliğin ürünüdür.
Sayfa 271 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yıkın tabularınızı!
"Nerede ki akıl özgürdür ve egemendir, orada din adamına yer yoktur." Voltaire
Kur'an'da pekçok şey Tevrat kaynaklı ("İsrfüliyyat"). Eski Kur'an yorumcuları ("tefsirciler"), bunu bildikleri için, çoğu kez değişik bi çimde Kur'an'a geçmiş olan öykülerdeki boşlukları, Tevrat'a başvura rak doldurmaya çalışmışlardır. Tevrat'ın kaynağı da "söylenceler" (efsaneler). En temel kaynak tır bu. Örneğin bir "Nuh (Sümer'de.ki adıyla: Utnapiştim.) Tufanı"nın kaynağının "Gılgamış Destmı" olduğu artık biliniyor. O destan ki, Tevrat'tan çok önceki dönemlerin ürünü. "Yaratılış Söylencesi" de bu türden. Yani Tevrat'a söylencelerden yansıma. Dolayısıyla da · Kur'an'a ...
Kısacası : Bir şeyin " insanlık dışı " olması, İslamcının umurunda değildir. Elverir ki " islam dışı " olmasın. " İntikam " a, " Tanrı için işkence etme " ye de böyle bakar İslamcı.
Sayfa 249 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Şu da unutulmamalı : İnananın nasıl " inanma hakkı " varsa, inanmayanın da " inanmama hakkı " vardır. İnsanoğlunun aklına, bilime " özgürlük " tanımak bunu gerektirir.
Sayfa 219 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Diyanet çevirisinde “Allah’ın azabının ve meleklerin tepelerine binip…” biçiminde bir anlam veriliyor. Ayetin sözleri, böyle bir anlama elverişli değil. Ayette, “Allah’ın azabının gelmesinden değil; KENDİSİ'nin "bulutlar içinde" gelmesinden söz ediliyor. Ayette açıkça yer aldığı halde, "Tanrı"nın bulutlar içinde gelmesi Tanrı’ya yakıştırılmadığı için, çeviriye yorum katılıyor ve “Allah’ın azabının…” deniliyor. Bu yorum, kimi Kur'an yorumlarında da var.
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz..” Diyanet çevirisidir bu. Ve bunu diyen söz, iki ayette aynen yer alıyor. (bkz. İnsan Suresi, ayet:30, Tekvir:29) Bu ayetlerin açıklamasıyla, insana, birşeyi yapma ya da yapmama özgürlüğü şöyle dursun, birşeye yönelme, birşeyi “dileme, isteme özgürlüğü”nün bile verilmediği son derece net bir biçimde anlatılıyor. Çünkü, bu ayetlere göre, herhangi bir konuda “Tanrı dilemeli” ki, “insan da dileyebilsin”. Insanın dilemesini, istemesini; Tanrı dilemiyor, istemiyorsa, Insan dileyemez, isteyemez.
Muhammed’in bir açıklamasında da, “ARŞ”ın, “CENNET’in üstünde olduğu anlatılır.13 Peki “yer, gök, cennet yokken” nerede ve neyin üzerinde bulunuyordu bu “Tanrı’nın sarayıyla tahtı”? “ARŞ” neyin üzerindeydi o zaman?
Bununla birlikte Muhammed'in şu açıklaması ilginç: - "Yüce tanrı, yaratıkları yaratma işini bitirince, sırt üstü uzandı. O şuada bir ayağını, öbür ayağının üstüne koymuştu. Bunun benzerini yapmak hiç kimseye uygun değildir." (Bkz. Hafız Ebu Bekr Mu-lıammed İbnü'l-Hasan İbn Fûrek, Müşkili'l-Hadis, tahkik: Dr. Abdul'mu'tî, s.42.) "Ayak ayak üstüne atmak”, Tanrı'ya özgü sayıldığı için, insanların bunu yapmaları yasaklanır.
" Mucize " , " Peygamberlik kurumu " nun temel dayanağıdır. Dahası : Tek dayanağı.
Sayfa 197 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.