Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Faslü’l-Makal

Din ve Felsefe İlişkisi

İbn Rüşd

Din ve Felsefe İlişkisi Sözleri ve Alıntıları

Din ve Felsefe İlişkisi sözleri ve alıntılarını, Din ve Felsefe İlişkisi kitap alıntılarını, Din ve Felsefe İlişkisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı medreseleri hiçbir dönemlerinde felsefeyle iştigal etmez iken, dinsel dogmalar hiçbir an eleştiriye uğramazken, bu medreselerde "özgür" ve "ileri" öğrenimin yapıldığı nasıl ileri sürülebilir, bilemi­yoruz.
Önsöz
Özellikle kendilerini felsefeye nispet edenler tarafından dine sokulmuş olan yanlış ve aykırı görüşler ile sapmaya uğramış inançlardan dolayı nefis son derece üzüntü ve elem içindedir. Çünkü dostun verdiği eziyet düşmanın verdiği eziyetten daha acıdır. Bununla felsefenin, dinin dostu ve süt kardeşi olduğunu kastediyorum.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Çünkü cahil dosttan gelen eziyet ,düşmandan gelen eziyetten daha ağırdır.
Demek istiyorum ki: Hikmet dinin arkadaşı ve süt kardeşidir. Ona mensup olanlardan gelen eziyyet ise eziyyetlerrin en şiddetlisidir
Sayfa 115Kitabı okudu
Hatta o; "Yemenli'ye rastlarsam birgün Yemenliyim. Maad'lıya rastlarsam da Adnan'a mensubum." (mısraında) denildiği gibidir.
Felsefe demek, insanın kendine göre bir görüşünün ol­ması demektir. İnsanın yaşadığı dünyayı kendine göre yo­rumlaması ve değiştirmesi demektir. Doğrusu İbn Rüşd işte böyle bir kapıyı aralamak ister, ama dinle olan bağlarını ko­ parmaya çalışmak yerine, din ile felsefeyi bağdaştırmaya ça­lışır. Aradan geçen yedi yüzyıl içinde İslam dünyasında pek bir şey değişmez, Namık Kemal de demokrasiyi şeriattan çı­karmaya, şeriatla modern hukuku bağdaştırmaya çalışır ve ortaya garip bir yaratık çıkar.
İbn Rüşd Gazzali'ye hitaben;
Kitaplarında mezhepler den herhangi birisini benimsemiş olması nedeniyle "bilakis o,eş'ariler ile Eş'ari, sufiler ile sufi, felsefecilerle filozoftur" der.
Reklam
Değinseler eğer değinmek için kullandıkları organlar kesilirdi :)
Eğer bir insan öldüğünde, onun suçlu olup olmadığı belliyse, öyleyse kıyamet gününde yargılanmasına ne gerek var? Ayrıca hem yargılanma, hem de sırat köprüsünden geç­me gibi bu ikilem niye? İbn Sina'dan İbn Rüşd'e kadar tüm dini bütün filozof­lar, dinin kendi içindeki çelişkilere, tutarsızlıklara hiçbir za­man değinmiyorlar!
Doğu insanı inançlıdır, kalbe ve kalbin mahsulü olan her şeye bayılır, bütünü ile kendini verir, varlığını teslim eder. Gönül deyince, kendinden geçer.
İbn Rüşd ve Faslu'l-Makal
İbn Rüşd, buluğa erdiği demden itibaren, okuma ve düşünmeyi, bütün hayatında bir kez babasının öldüğü, diğeri de evlendiği gece olmak üzere, iki gece terk etmiştir.
Sadece ruhun ölümlü ya da ölümsüz oluşu üzerine yapı­ lacak bir tartışma, dinsel inancı zayıflatmay yeter. Eğer ruh, bedenle birlikte varsa ve bedenle birlikte öle­cekse, o zaman ölüm sonrası bir yeniden dirilmeye, ikinci bir -sonsuz yaşama inanmanın ne anlamı kalır? Ya da evrenin bir başlangıcı varsa, bir sonu da olabilir gibi bir tartışma da, dinsel inançların önemini ortadan kal­dırabilir.
Önsöz
292 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.