Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sezgisel Akılcılık Temelinde Fenomenolojik Bir Yorum

Dinamik Ahlak

Tahir Musa Ceylan

Dinamik Ahlak Hakkında

Dinamik Ahlak konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
6
Okunma
Beğeni
460
Görüntülenme

Hakkında

Ahlak son kertede bir bütünlük içinde yer alacak olan en geniş ortaklığa izin veren davranışlar toplamıdır; o yüzden şöyle denilmesi uygundur: Öyle davran ki kendi içindeki bütünlük bozulmadan bütün bir yeryüzü ortak olsun. ''Bütün bir çember yalan da olsa her şeydir, kırık bir çemberse doğru da olsa hiçbir şey. Yeryüzündeki en yüksek davranış bütünlük sağlayıcı davranıştır. Çünkü ancak bütün olan varoluşa meydan verir. İnsan için bütünlük sağlayıcı davranış da şüphesiz ortaklık yaratan davranıştır. Çünkü bütünlüğe hizmet etmek iddiasındaki tekil bir davranış, ortaklık sağlamadan tekyönlü bağlar oluşturarak bu iddiasını gerçek kılamaz. Örneğin halkının iyiliğini düşünen ama bu iyiliği karşılıklı ve eşit ilişkiler üzerinden değil de sadece başkaları için kendi yaptıkları üzerinden gerçekleştirme tutkusu taşıyan ve ortaklık yaratmadan tebaasını pasif alıcılar olarak bırakan bir kralın yönettiği ülke, sahici bütün oluşturamadığı için dayanıklı olmaktan uzak kalır. Buna karşılık örgütlü ve aktif yurttaşlara sahip, demokrat bir liderin yönetimindeki her ülke, ortak üyelere sahip sahici bir bütün olduğu için uzun süre ayakta kalır. Dolayısıyla içinde ortaklık taşıyan bütünlükler insanın sığınabileceği yüksek, sahici ve nispeten kalıcı yapılardır. İnsan için ortaklık kurmada başvurabileceği hangi araçlar vardır diye soracak olursak şunu söyleyebiliriz: En sahici ortaklık araçları duygu ve sonrasında dildir. Dil duygunun bir üst hâli, duygu da duyunun bir üst hâlidir. Aslında duygu bir çeşit duyudur fakat kategorik olarak sıcak, soğuk duyusu gibi duyulardan elbette farklıdır.'' ''Ahlak son kertede bir bütünlük içinde yer alacak olan en geniş ortaklığa izin veren davranışlar toplamıdır; o yüzden şöyle denilmesi uygundur: Öyle davran ki kendi içindeki bütünlük bozulmadan bütün bir yeryüzü ortak olsun. “Kendi içindeki bütünlük bozulmadan” demek ihtiyacı duyuyoruz çünkü bazen insan kendi dışındaki ortaklıkları beslemek için kendi içindeki bütünlüğü helak eder...'' Tahir M. Ceylan
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 48 dk.Sayfa Sayısı: 240Basım Tarihi: Mayıs 2018Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
ISBN: 9786053143062Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Tahir Musa Ceylan
Tahir Musa CeylanYazar · 17 kitap
Tahir Musa Ceylan (d. 1956, Çanakkale) şair, romancı, düşünür. Sanat hayatının ilk döneminde fotoğraf sergileri açmış olmakla birlikte, daha çok fotoğraf estetiği ve tarihi üzerine yazılarıyla tanınmış, 1988 yılında Fotoğraf Estetik ve Görüntü Üzerine Denemeler isimli ilk kitabı çıkmış, 80'li yıllarda in vivo isimli edebiyat/felsefe dergisini yayımlamış ve İstanbul Tabip Odası Bülteni’nin sanat sayfalarını düzenlemiştir. Şairliği İlki 1986 da Sanat Olayı'nda, sonraki şiirleri Hürriyet Gösteri, Düşün, Edebiyat ve Eleştiri, Ünlem, İle, Akatalpa, Hayal dergilerinde yayımlanmış, 1988 yılında Depresyonun Şiiri adıyla ilk şiir kitabı basılmıştır. 80'li yılların şairlerindendir, ruhu öne alan, çağrışımlara yaslanan, dizelerde değil, bütünde anlam doğuran, imgeci, yoğun, dramatik bir şiir anlayışı vardır. Romancılığı 2005 yılında basılan ilk romanı İçi Yoksul yetmişli yılların sonunda Çanakkale'nin Yenice kasabasından öğrenim görmeye geldiği Ankara'da kültür şoku ve duygusal travmalar yaşayan bir gencin iç dünyasını ele alır. 2008 yılında yayımlanan Kestane Kıranında Kadınlar romanında ise 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında Mavruz isimli kurgusal bir köyde bir kadın ana karakter üzerinden sürekli olumsuzluklarla boğuşan bir ailenin hayata tutunma mücadelesi, arka planda da köyün hikâyesi anlatılmaktadır. Yerel bir dil kullanılan romandaki bazı karakterler ve köyde meydana gelen felaketler yazarın doğum yeri olan Nevruz köyündeki yaşanmışlıklardan esinlenmiştir. Sonraki romanları Yarım Adamın Aşkları(2009), Elli Yıl Sonra Kül(2010) ve Bir Zamanlar Bakırköy(2011) şeklinde sıralanır. Edebi üslup olarak yazar, dil ve kurguyu bütünler, zaman zaman şiir diliyle nesir dili ayrımını ortadan kaldırır, anlatımın gücünü arttırmak için sayısız metafor kullanır. Romanlarında ana öykü tek başına ilerlemez, çok sayıda yan öykü zaman zaman merkeze alınarak ana öyküyü taşır. Akışta şaşırtıcı karakterler aniden ortaya çıkarak farklı hayatları öykünün içine alır. Ana öykü, kesintisiz ve tekdüze değil, çeşitlenerek ancak bölünmeden ilerler. Ayrıntılar dört bir yana dağılsa bile bir kopukluk duygusu hissedilmez ve anlatı epik dilden ayrılmaz. Bazı yapıtları edebiyat seçkilerinde yer almıştır. Romancılığında, coşkulu bir özgürlükle rafine bir kulvarda ürettiği söylenmiştir. Düşünürlüğü 25 yıla yakın bir süredir Cumhuriyet Bilim Teknoloji Dergisi Aylak Bilgi Köşesi'nde nöro-psiko-felsefe içerikli denemeleri yayımlanan yazarın bu yazıları Aylak Bilgi, Aylak Yazılar, Aylak Düşünceler ve Aylak Fikirler isimleriyle kitaplaştırılmıştır. Bilgiye dayalı mantıkçı bir felsefenin izini süren Ceylan, Jung'un kollektif bilinçaltı düşüncesinin üzerine oturttuğu ve bütün insan türünün tek bir benliği olduğunu varsayan ortak benlik kavramını geliştirmeye çalışmaktadır. Buna göre insanın ortak yapısı olan DNA sahici olandır. İnsan sahici olanın yeryüzündeki işleme şeklidir, o nedenle de geçici bir bileşimdir, dünyanın o günkü koşullarında, o günün malzemesinden üretilmiş gündelik bir aracıdır. Sahici ve temel yapının içgörü yoluyla kendi benliğiyle ilgili oluşturduğu kurgu ortak benliktir. Ortak benlik yeryüzüne çıktığı andan itibaren deneyüstü ve öznel yapısını nesnel hale dönüştürür. Yeryüzündeki macera bir "dışlaşma" işleminden ibarettir. İnsanlar arasında ortak benlik kaynaklı bir bağ vardır. Kant’ın usa verdiği deneyüstü bilgi çıkarma işi ortak benlikte kodlu, önceki kuşakların ürettiği ve aşama aşama ortak canlıya eklediği bir kapasitedir. O nedenle bilgi, önceki kuşaklarda deneyden çıkmış, ama şimdiki kuşakların kullanımında deneyüstü olmuştur.