Hiçbir zaman dövüşmeye diğerleri kadar hevesli olmadım. Yeteri kadarını yapabiliyordum. Hatta bu konuda iyiydim bile. Ama dövüşmeyi sevmiyordum. Belki de mesele, aslında çok seviyor olmamdı.
Dürüst olmak gerekirse, günümü evde tek başıma geçirmek istemiyordum.Yalnızken kendi kafamın içinde kaybolma eğilimde oluyordum ve kafam,geçmişten gelen korkulardan oluşan bir manzaraydı
Eski hayatıma dair hatıralar hâlâ bulanık ve kopuktu ama gitgide daha fazlası geri geliyordu; hatırlamak istemediğim, unuttuğum için öfkeli olduğum şeyler.Kağıttan turnalar, annem hakkında hatırladığım ilk seylerdendi.Onun hakkındaki diğer her şey,ondan sonra geldi.
Kalktığımda Cas odanın diğer ucundan gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
"Neye bakıyorsun öyle?"
"Uykunda hırlıyordun," diyerek cevap verdi.
"Saçmalık."
"Kurt adama dönüşüyorsun sandım. Gerçi, en azından köpek olsaydın, sana tuvalet eğitimi vermek daha kolay olurdu."
O korkuyu alırsın, o feci tecrübeleri alırsın, ayaklarının önüne serersin ve kendine onların üzerinde bir taht kurarsın. Sen hayatta kaldın. Yaşadın. Bu seni özel kılar.
Bu kasabadan bu kadar nefret ediyorsan neden kalıyorsun?
Burada geçmişim olduğunu ve bunun olacağını düşündüğümden daha zor geldiğini söyleyelim,olsun bitsin
O korkuyu alırsın , o feci tecrübeleri alırsın,ayaklarının önüne serersin ve kendine onların üzerinde bir taht kurarsın.Sen hayatta kaldın.Yaşadın.bu seni özel kılar.Tanrı'nın terk ettiği bu kasabada başka kimse senin kadar güçlü değil.