Terapistimin ödünç vermesi sayesinde tanıştığım psikolojik roman oldu kendisi. Kitabın anlatımında sade ve anlaşılır bir üslup kullanıldığı için psikoloji terimlerine aşina olmayan benim gibi insanların bile rahatça okumasını sağlıyor. Ayrıca kitabın arka kapağında yazan kurgu unsurları tamamen ustalıkla işlenmiş ve sunulmuş okuyucu karşısına. Birçok karakterin bakış açısına yer verilmesi güzel ancak bakış açısına en çok yer verilen baş karakter Ernest'e hiç ısınamadım. Kitabın başından beridir fazlasıyla olgunlaşmamış ve kendini beğenmiş bir havası var. Egosunu her fırsatta ortaya çıkarıyor, cinsel dürtülerini gerektiğinde yeterince zapt edemiyor ve hastalarına nesnel bir biçimde ustalıkla yaklaşamıyor. Bunu gözetmeni Marshal'a eleştirileceğini bildiği bir konu hakkında yalan söylemesinden anlayabiliriz. Yapması gereken bir sunumu varken eski hastasına duyduğu cinsel çekime bile karşı koyamıyor ve sunumda zorlanıyor. Hastalarına yaklaşımı fazlasıyla aceleci, empatiden yoksun ve küstah. Keşke yazar baş karakterimizi olan doktoru daha olgun ve mantıklı davranan birisi olarak kurgulasaymış. O kadar tıp fakültesi okumuş, makaleler ve kitaplar yayınlamış, kendi özel bürosunu açmış bir doktorun insani dürtülerine bu kadar çabuk yenik düşmesi ve çocukça yalanlara başvurması çok yavan bir tat vermiş bu karaktere. Sırf bu yüzden hevesle ve merakla okuduğum kitabı ara sıra bırakmayı düşündüm, hatta şuan bile bitirmekte zorlanıyorum.
Bunun haricinde romanda kadın erkek ilişkileri, aldatmalar, maskeler, iletişim hataları oldukça gerçekçi işlenmiş.