Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022)

Diyanet Dergisi

En Eski Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022) Gönderileri

En Eski Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022) kitaplarını, en eski Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022) sözleri ve alıntılarını, en eski Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022) yazarlarını, en eski Diyanet Dergisi - Sayı 373 (Ocak 2022) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı insanları yaşadıkları olumsuzluklar manevi olarak olgunlaştırabilir. Bu insanlar başlarına isabet edeni, yani musibeti Yaradan'dan gelen bir imtihan vesilesi olarak, hatta manevi gelişim için bir fırsat olarak ya da başka bir ifadeyle cennete bilet olarak değerlendirebilir. Bu tür bir yorumlama biçimi bireyi Yaradan'a ve dinî ilkelere riayete daha fazla yaklaştırabilir. Hayatın temel gayesi ve derin manasını keşfetmesini sağlayabilir. Aksi durumda ise yaşanılan travmanın bireyin duygularında oluşturduğu olumsuz etkiler kimi zaman çelişki ve sorgulamaya kimi zaman öfke ve isyana evrilebilir. Birey kendisini Yaradan'dan, dinden ve dindarlardan uzaklaştıracak bir sürecin içerisinde bulabilir. İnsan çoğunlukla içerisinde yaşadığı dini kültürde mündemiç referans noktalarıyla bu süreci yönetir ve kontrol altına almaya çalışır. Ancak modern zamanda şehirleşmenin ve bireyselleşmenin yoğun olduğu ortamlarda bu süreç daha zor olmaktadır. İşte böyle durumlarda bireylerin dinî ve manevi değerleri çerçevesinde sosyal ve profesyonel destek almaları yararlı olacaktır. Hayatta karşılaştığımız her şey gibi zorluk ve güçlükler de biz biraz daha iyi ve olgun insan olalım diye var. Marifet bu sırrı görmek, bu anlama ermekte belki daha da önemlisi bu tercihi yapabilmektedir.
Sayfa 17 - Prof. Dr. Ali Ayten
Kur'an- ı Kerim'i ve hadis-i şerifleri incelediğimizde evrenin bir oluşum sürecinden bahsedildiğini görürüz. Bunların ışığında önce cansız varlıklar, sonra canlı varlıklar bunların içerisinde önce bitkiler sonra hayvanlar ve ondan sonra da insanların yaratıldığını anlarız.. Allah, evreni belli bir ölçü ve kural içerisinde yarattığını ifade ediyor. Burada bir tekâmül süreci karşımıza çıkıyor. Hayvanlar yaratıldıktan sonra cinler, melekler, iblis ve ondan sonra da insan yaratılıyor.
Sayfa 19 - Prof. Dr. A. Saim Kılavuz
Reklam
Hak'tan gelip Hakk'a doğru seyrüseferi içerisinde insan, kendi varlığını innellâhe vâsi'un 'alîm ilahi formülasyonu ara kesitinde temaşa etme fırsatı yakalamaktadır. Ayetteki vâsi' ve alîm ilahi isimlerinin kökeninde bulunan vüs'at kavramı, ontolojik hakikatin; ilim kavramı ise epistemolojik gerçekliğin kaynağının Allah olduğunu insanlığın idrakine sunmaktadır.
Sayfa 25 - Doç. Dr. Güldane Gündüzöz
"... Kulumun benim onu sevmem için nafile ibadetlerle kurbiyet ve yakınlık kazanmaya çalışmasının yanında, sevdiğim farz ibadetleri yerine getirmek suretiyle yaklaşmaya çalışmasından bana daha sevimli hiçbir şey olamaz. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder. Sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isteyince ona mutlaka veririm, benim onu korumamı isterse onu mutlaka korurum. Bir müminin ruhunu kabzetmek konusunda tereddüt ettiğim kadar yapacağım hiçbir şey hakkında tereddüt etmem. O ölmek istemez, ben ise onun canını incitmek istemem fakat herkes mutlaka ölecektir." (Buhari, Rikak, 38)
Sayfa 25
İsrailoğullarından bir adam öldürülmüş ve katilin bulunması için Hz. Musa'ya müracaat edilmişti. O da Allah'tan aldığı vahiy ile kavmine bir sığır kesmelerini emretmişti. İsrailoğulları bu açık ve basit emri yerine getirmek yerine "Kesilecek sığır nasıl olacak?", "Sığırın rengi ve özellikleri nedir?" gibi lüzumsuz sorular sormaya başladılar. Aslında her bir soruyla işlerini daha da zorlaştırdıklarının farkında değillerdi. En sonun da "Bizim için Rabbine dua et de o sığırın nasıl bir şey olduğunu bize iyice açıklasın; zira sığırların hepsi birbirine benziyor" demek durumun da kaldılar Nihayet denileni yaptılar ama Yüce Kur'an'ın da ifade ettiği gibi "Neredeyse bunu yapmayacaklardı." (Kur'an Yolu Meal ve Tefsiri, Bakara 67-73 ayetleri)
Sayfa 30 - Halil Kılıç
Deizm, Ateizm gibi inançsızlık bataklığına saplananların başkalarını da o bataklığa sürüklemek için art niyetli ve tamamen kafa karıştırmak amaçlı kurgulamış oldukları bazı sorular vardır. Aslında bu soruların hiçbiri cevapsız değildir. Ancak çoğu zaman bir cümlelik soruya bazen sayfalar dolusu kitap yazmak; iki dakikalık bir videoya saatleri bulan cevaplar vermek gerekebilmektedir. İşte bu tarz sorular karşısında iki tavırdan birinin sergilen mesi önem arz etmektedir; ya iman surlarında gedik açtırmamak için bu sorulara itibar edilmeyecek ve "Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım." denilecek ya da "iman/ inanç etrafında toplanacak kara bulutları dağıtmak için -günlere ve gecelere mal olsa bile- bu sorulara verilen cevaplar aranıp bulunacak veya bir bilene danışılacaktır. Aksi takdirde birkaç lüzumsuz soru iman ateşinin sönmesine ve ebedî hüsrana sebep olabilecektir. Sonuç olarak; hem dinî hem de dünyevi konularda mü'minlere düşen, her alanda olduğu gibi soru sormada da dengeli olmak ve faydasız/ yersiz sorularla zihni meşgul etmemektir. Unutulmamalıdır ki kişinin dünya ve ahiretine faydası olmayacak her türlü şeyden/sorudan yüz çevirmesi, kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaması onun imanının güzelliğine katkı sağlayacak, nuruna nur katacaktır.
Sayfa 31 - Halil Kılıç
Reklam
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.