Doğadan uzaklaşılıp bilgisayar, telefon ve tablet ekranına sığınıldığı 21. yy. dünyasında doğaya yeniden dönüşün mümkün olduğunu anlatan bir kitap. İlk iki yüz sayfasını okurken sürekli notlar aldım, on beş yıl olmuş eser yazılalı ama her şey şimdiye de hitap ediyor. Eserde çocukluğu doğada geçen anne ve babaların anıları ve onların çocukları üzerindeki etkileri de anlatılmış. Çocukken çamurla oynayan, bahçedeki otlardan yemekler yapan, ağaca tırmanan, bahçeye kendi yöntemleriyle çadır kuran, sokak çocuk oyunlarının hemen hemen tümüne hâkim olan ve çocukluğu televizyon ekranlarından uzak geçen birisi olarak benim de ruhuma iyi gelen doğada yaşamak tüm çocuklara ve gençlere iyi gelecek. Çocuklarımıza "biyoseveliği" aşılamak için onlarla yağmurda yürümek, böceklere bakmak, doğanın sesini dinlemek gerekiyor. Kitabın sonundaki "Doğada Yapılabilecek 100 Şey" listesi de bize yol haritası olacak şekilde hazırlanmış. "Doğa yoksunluğu sendromu"na yakalanmayın ve sendroma yakalananları kurtarmaya bakın. Keyifli okumalar...