Dogma ve Sosyoloji

Ali Demirsoy
İnsanoğlu insani özellikler kazandıktan bu yana şu ya da bu şekilde, çaresizliğini giderebilmek dogmaya sığınmıştır. Böylece rahatladığını düşünmüştür. Ancak dogma, kanıtlanabilir; gözlenebilir; sayılabilir; ölçülebilir; tartılabilir ve tekrarlanabilir unsurlardan oluşmadığı için her toplum kendi mitini yaratmıştır. Ancak dogma, çıkara, siyasi beklentilere alet edindiği için de zaman içinde toplumları yönlendiren acımasız bir silaha dönüştürülmüştür. Aynı küreyi paylaşan insanoğlu, yüzlerce din (bugün 20.000 din olduğu varsayılır), binlerce Tanrı (en az 5.000) yaratmıştır. Acaba hangisi daha iyidir ve doğrudur? Bunu hiç kimse yanıtlayamaz. Ancak sosyolojik yapılanmayı büyük ölçüde etkilediği için biz bir bölgeye egemen olan dogmanın sonuçlarını sosyolojik yapılanmadaki yapıcı ve yıkıcı etkilerinden dolaylı olarak görebiliyoruz. Her iki konu da bir kitapçık ile açıklanacak konular değildir. Aslında bu iki başlık altında insanlık tarihi yatıyor desek abartmamış oluruz. Ancak böyle bir kitap serisinde bu iki konuya değinmeden geçme herhalde gözlerimizi bir şeylere kapatmak olacaktı. Ancak bu iki konunun bu kitapla bağlandığını düşünmeyin. Ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafyanın dogma ile daha çok alış verişi olacağını, dolayısıyla sosyal fırtınaların kopacağını söylemenin ve yazmanın ciddiye alınması gerektiğini söyleyebiliriz. Yen bir dünya çok yakında kurulacağa benziyor; milletler ve insanlar bu yeni düzende hak ettikleri yerleri alacaktır. Bu kitapta yazılı olanlar hakkında siz de gördüklerinizi ve bildiklerinizi, dogmanızdan arınarak masanın üzerine koyup düşünürseniz, ileride (çok uzak bir gelecekte de değil) alacağınız hasarı biraz gidermiş olabilirsiniz. Yaşandıkça yazılı olanları bire bir yaşayacaksınız.
370 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

370 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Türkiye 'deki toplumsal yapının damarlarına kadar girip, bunu politikadan , dine bakış açısına, eğitim sistemine ve sanata bakışına kadar derinlemesine inceleyen bir eser olmuş. Prof.Dr. Ali Demirsoy'un evrimle ilgili kitaplarını okumuştum daha öncesinde. Orada da Türkiye'nin toplumsal yapısı hakkında bir kaç öğretici yazısı bulunmuştu. Bu kitabın sinyalleri o zamandan atılmış sanırım.Alanı olmamasına rağmen sosyolojik yapıyı çok güzel resmetmiş. Okurken hiç sıkılmadım diyebilirim. Gelecek nesillere adadığı bu kitabı tüm gençlerin okumasını dilerim.
Dogma ve Sosyoloji
Dogma ve SosyolojiAli Demirsoy · Sarmal Kitabevi · 202113 okunma
370 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Dogma ve Sosyoloji
Ali Demirsoy'un özgeçmişine baktığınızda böylesine bir bilim insanının yaptıkları ile gurur duyuyorsunuz. Lakin son 20 yılda ülkenin siyasi atmosferi insanları, inançları ve düşüncelerinden dolayı ayrıştırıp kutuplaştırdığı için Ali hocanın bilgi ve birikiminden de gerektiği gibi faydalanamadık. Pandemi sonrası eğitim, sosyoloji ve politika gibi alanlarda eleştirel yazılarını yoğunlaştırdı. İşte bu kitabında da insanoğlunun cehaletinden, cehalet dolayısıyla sığındığı dogmalardan bahsediyor. Türk toplumuna ayna tutuyor. Tabi Ali hoca kemalist ve laik bakış açısıyla olması gereken ideal toplumu anlatıyor. Nerede yanlışlar yapıyoruz, bunları tarihi süreçlerine değinerek açıklıyor. Başka ülkelerde yaşadığı süreçte edindiği izlenimleri Türkiye ile karşılaştırarak dünü, bugünü ve yarını mukayese ediyor. Bir aydın hassasiyetiyle ülkenin geldiği içler acısı duruma sitem ediyor.
Dogma ve Sosyoloji
Dogma ve SosyolojiAli Demirsoy · Sarmal Kitabevi · 202113 okunma

Yazar Hakkında

Ali Demirsoy
Ali DemirsoyYazar · 38 kitap
1956 yılında köyündeki ilkokulu, 1959'da Kemaliye'deki ortaokulu, 1962'de Ankara Gazi Lisesi'ni, 1966'da Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Tabii İlimler Bölümü'nü bitirdi. Petrol aramada staj yaptı. 1966 yılında Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'ne asistan oldu. 1971 yılında Erzurum ve civarı vilayetlerin Orthoptera Faunası adlı tezle doktor oldu. Aynı yıl DAAD'den aldığı bir bursla Almanya'da lisan okuluna devam etti. Daha sonra Humboldt bursunu kazanarak Hamburg Üniversitesi'nde, Paris ve Londra'daki araştırma enstitülerinde çalıştı. Türkiye'nin Caelifera Faunasının taksonomik incelemesi adlı tezle 1974 yılında habilitasyonunu yaptı. Yine bu süre içerisinde Birleşmiş Milletler'in finanse ettiği bir derin deniz araştırmasına katılarak Kuzey Kutbu ve Grönland'da, İzlanda civarında, oseonografik, yavru balık ve deniz akımlarını inceleyen bir bilimsel araştırmaya aktif olarak katıldı. 1984 yılında Alexander von Humboldt bursunu tekrar alarak, Hamburg Üniversitesi Zooloji Enstitüsü'nde Türkiye Faunası ile ilgili araştırmalarına devam etti. 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi'ne atandı. 1980-1981 yıllarında Zooloji Bölüm Başkanlığı, 1981-1982 yılları arasında da Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanlığı yaptı. 1982 yılından beri Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 2012 yılında emekliye ayrılan Prof. Dr. Ali Demirsoy’un araştırma, deneme ve bilimsel roman tarzında yayımladığı kitapları bulunmaktadır. Bilim dünyasına bulduğu 2 cins ve 20 tür ve alt türü kazandırmış ve 14 hayvan ve bitki türü, bir alt familya, iki cins ve bir alt cinse Demirsoy adı verilmiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.