Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doğum Travması

Otto Rank

Doğum Travması Gönderileri

Doğum Travması kitaplarını, Doğum Travması sözleri ve alıntılarını, Doğum Travması yazarlarını, Doğum Travması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhsal yapının ortaya çıkması doğum travmasıyla başetme girişiminin bir sonucuydu ona göre. Öyleyse, her türlü nevrotik rahatsızlığın anahatları bu ilk çatışmada yatıyor demekti, yani kısacası: Her nevroz doğumla birlikte oluşmaya başlıyordu.
Rank'a göre her insan, bağımlılık ve bağımsızlık ya da boyun eğme ve kendi yönünü kendi belirleme eğilimlerinin yarattığı çatışma ile dünyaya gelir. İnsanın bağımsız bir varlık olma çabası yaşamın özüdür. Bunun karşıtı, dölyatağındaki çabasız varoluşa dönme eğilimidir ki Rank bunu ölüme ulaşma isteği olarak yorumlamıştır. Dolayısıyla, ayrılık ve birleşme, yaşam ve ölümle eş anlam taşır. Bağımsızlığa doğru atılan adımlar ürkütücüdür, bireyselliği yitirerek çevrenin egemenliği altına girmek ise çaresizlik duygusunun yaşanmasına neden olur. Her iki duruma da eşlik eden duygu suçluluktur. Kendimize ya da çevremize ihanet etmenin suçluluğu.
Reklam
Rank, dölyatağında geçen rahat bir dönemin ardından, çaba ve girişimi gerektiren doğum sonrası koşullara geçişin yeni doğan bebekte yarattığı dehşetin, en sağlıklı insanların bile sonraki yaşamında sürekli olarak var olan birincil kaygı'nın kökeni olduğu görüşünü vurgulamıştı. Bu gö­rüş, doğum travmasının sonraki yaşamdaki kaygıların ilkörneği oldu­ğu biçiminde ve ilk kez Freud tarafından ortaya atılmış olan görüşü çağrıştırmakla birlikte, iki görüşün yorumlamasında önemli bazı farklılıklar bulunmaktaydı. Freud, doğum travmasını insanın yaşadığı ilk kaygı olarak tanımlamış, ancak sonraki yaşamın kaygılarını genellikle cinsel nitelikte nedenlerle açıklamıştır. Buna karşılık Rank, insanın yaşamındaki kaygıların çoğunu, doğum anında yaşanan ayrılık kaygısının tekrarı olarak yorumlamıştır. Ona göre, doğum travması sonucu yitirdiklerine karşılık bebek, annesinin de yardımıyla yeni ilişkiler kurarak çevresiyle "birlikte olma" durumunu sürdürür. Ancak, gelişim sürecinin doğal sonucu olarak kurulan beraberlikler, ileride bir yenisi kurulmak üzere daima sona erer ve ayrılık kaygısı, yaşam döngüsünün her aşamasında yeniden yaşanır.
Ruhsal yapının ortaya çıkması doğum travmasıyla başetme girişiminin bir sonucuydu ona göre. Öyleyse, her türlü nevrotik rahatsızlığın anahatları bu ilk çatışmada yatıyor demekti, yani kısacası: Her nevroz doğumla birlikte oluşmaya başlıyordu.
Sayfa 13 - Peter OrbanKitabı okudu
Bağımsızlığa doğru atılan adımlar ürkütücüdür, bireyselliği yitirerek çevrenin egemenliği altına girmek ise çaresizlik duygusunun yaşanmasına neden olur. Her iki duruma da eşlik eden duygu suçluluktur. Kendimize ya da çevremize ihanet etmenin suçluluğu.
… Rank, insanın yaşamındaki kaygıların çoğunu, doğum anında yaşanan ayrılık kaygısının tekrarı olarak yorumlamıştır. Ona göre, doğum travması sonucu yitirdiklerine karşılık bebek, annesinin de yardımıyla yeni ilişkiler kurarak çevresiyle “birlikte olma” durumunu sürdürür. Ancak, gelişim sürecinin doğal sonucu olarak kurulan beraberlikler, ileride bir yenisi kurulmak üzere daima sona erer ve ayrılık kaygısı, yaşam döngüsünün her aşamasında yeniden yaşanır.
Sayfa 9 - Engin GeçtanKitabı okudu
Reklam
183 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Doğarken ve Sonrası
Psikanalizle ilgili önemli kitaplardan biri. Freud'un kuramından sonra psikanalize ufuk açıcı ve farklı açılardan bakmamı sağlayan bir kitaptı. Freud da kaygıların ilk örneğini doğumla açıklar ancak bunun üzerinde çok durmaz. Kaygıları çoğunlukla cinselliğe dayandırır. Otto Rank, nevrozları Freud'un iddia ettiği cinsellikten daha önce
Doğum Travması
Doğum TravmasıOtto Rank · Metis Yayınları · 2014190 okunma
"Bilinç zayıf da olsa, nevroza karşı elimizdeki tek silahtır."
Sayfa 192Kitabı okudu
çok doğru
"İnsanın ruhsal sağlığı ve çalışma yeteneği beninin bilinçdışıyla, idle olan ilişkisine bağlıdır çünkü."
Sayfa 186Kitabı okudu
"Her kaygı ya da korkunun temelinde doğum kaygısının yatması gibi, her haz da son kertede rahim içindeki ilksel hazzı yeniden oluşturmaya yöneliktir."
Reklam
"Her nevroz doğumla birlikte oluşmaya başlıyordu."
Sayfa 13 - Sunuş - Peter OrbanKitabı okudu
"Rank'a göre her insan, bağımlılık ve bağımsızlık ya da boyun eğme ve kendi yönünü kendi belirleme eğilimlerinin yarattığı çatışma ile dünyaya gelir. İnsanın bağımsız bir varlık olma çabası yaşamın özüdür."
Türkçede Otto Rank - Engin GeçtanKitabı okudu
Biz hepimiz, hala çok "teorik insanlarız" ve bilmenin gerçekten de "erdemli" yapmaya yettiğini sanabiliyoruz. Psikanaliz bunun böyle olmadığını ispatlamıştır. Bilgi başka şeydir, iyileştirici etken başka. En derin bilinçdışını değiştirmek, insanın di­ğer hayati organlarını değiştirmek kadar güçtür. Psikanaliz sayesinde ulaşabileceğimiz tek şey, benin bilinçdışı karşısında farklı bir tavır alabilmesidir. Ama bu da az bir şey değildir, hatta insanlığın gelişme tarihinin de gösterdiği gibi, her şeydir. İnsanın ruhsal sağlığı ve çalış­ma yeteneği beninin bilindışıyla, idle olan ilişkisine bağlıdır çünkü.
Sayfa 171 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Ama sanatçı da aynı şeyi yapar, Prometheus gibi o da kendine benzeyen insanlar yaratır; yani daima yeni ve sürekli tekrarlanan do­ğum eylemleriyle, yaratılışın kadınsı ağrıları altında eserini ve eseri içinde kendi kendisini doğurur. Böylece, alabildiğine sanatkar olan, kadını sadece doğum organı gibi görüp oğlan sevgisini yücelten Yu­nanlı, anneyle özdeşleşerek insanın yaratıcısı konumuna yükseltir kendini;
Sayfa 135 - Metis YayınlarıKitabı okudu
413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.