Dünyanın En Güzel Tarihi

Hubert Reeves

En Beğenilen Dünyanın En Güzel Tarihi Gönderileri

En Beğenilen Dünyanın En Güzel Tarihi kitaplarını, en beğenilen Dünyanın En Güzel Tarihi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Dünyanın En Güzel Tarihi yazarlarını, en beğenilen Dünyanın En Güzel Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
AFRİKA'DAKİ BEŞİK Çiçeklerle dolu bir dünyada birtakım akıllı küçük maymumlar doğuyor. Bunların torunları, kuraklığa direnebilmek için, arka ayakları uzerinde dikiliyorlar ve yeni bir evren keşfediyorlar. PEK ÖVÜNÜLEMEYECEK BİR ATA Dominique Simonnet: Saygıdeğer bir İngiliz hanım 1860'ta Charles Darwin diye birinin ortaya attığı evrim kuramını öğrenince, "Eğer insanın maymundan türediği doğruysa, dua edelim de bunu kimse duymasın!" diye haykırmıştı. Bugün görüyoruz ki dileği yerine gelmemiş: Haber yayılmış, herkes biliyor. Yves Coppens: Tamamen değil. Biliyor musunuz, bu akrabalığı kabul etmek bize her zaman zor gelmiştir. İnsanın kökeninin hayvanlarla aynı olduğu fikri hâlâ o kadar çok felsefi ve dinsel inançlarla çatışıyor ki, bunu kabulde pek çok kişi çekingenlik gösteriyor. Eski bir Bröton soyundan gelen ninem bir gün bana büyük bir ciddiyetle şöyle demişti: "Sen maymundan geliyor olabilirsin, ama ben değil!" Pek çok kışı bu konuda hâlâ akıl almaz bir kavram kargaşası içinde.
Bizim soyumuzun kökeninde bulunan Pikaia adlı kurtçuk ortaya çıkmamış olsaydı veya dinozorlar hayatta kalabilseydi biz dünyada olmayacaktık. Demek ki Gould'a göre evrimde bir anlam yok. Evrim en iyi uyum sağlayanları değil en şanslıları elde tutuyor. Yaşam belki de olası bir olguydu, ama insan... Kerata çok şanslıymış, o kadar!...
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Bize fikir değiştirtenler biyologlar oldu. Birkaç Ramapithecus diş parçasında bulunmuş antikorları çok ileri tekniklerle inceleyerek, onun bizimle değil orangutanlarla yakın akraba olduğu sonucuna vardılar. Buna karşılık, Australopithecus dişleriyle yapılan aynı deneme bu türün insanlara çok yakın olduğunu gösteriyor. Ayrıca biyologlar insanla şempanzenin genetik olarak birbirine çok yakın olduğunu da saptadılar: Genlerimizin %99'u her iki türde ortak.
Dinozorların talihsizliği
65 milyon yıl önce, Jura Çağı (]urassic) sonlarında, Meksika Körfezi'ne, Yucatan Yarımadası'nın dibine, 5 kilometre çapında büyük bir göktaşı düşüyor. Çarpma öylesine şiddetli ki, gezegenin öte tarafında da bir karşışok yaratıyor ve magma fışkırmalarına neden oluyor. Bu iki "bum" Dünya çapında bir yangına yol açıyor, ormanlar alevIere boğuluyor, çıkan karbondioksit ve toz tabakaları Dünya 'yı kalın bir örtü gibi sarıyor. Gezegen karanlıklara bürünüyor, önce korkunç bir soğuk, ardından da, olasılıkla, sera etkisinden doğan şiddetli bir ısınma geliyor.
Hücrelerin dayanışması
Ama bir an geliyor, evrime girmeye zorlanıyorlar. Aşırı çoğalan ilk moleküller çevreye saldıkları metabolizma artıklarıyla kendi kendilerini zehirliyorlar. Yaşam daha baştan itibaren bireyleri gruplamaya doğru doğal bir eğilim gösteriyor. Hücre "toplumları" evrim açısından apaçık üstünlüklere sahiptir: Daha iyi korunurlar, varlıklarını sürdürmekte tek tek hücrelere oranla daha başarılıdırlar.
-Bu evrimi laboratuvarda yeni baştan kurgulayıp sürdürerek. Şimdi artık ilkel Dünya'da oluşan ilk moleküllerden canlı varlıklara kadar giden sürecin hemen bütün aşamalarını biliyoruz ve bunları kısmen deney tüplerimizde tekrarlayabiliyoruz. Daha 19. yüzyılın sonunda bir araştırmacı, canlı maddenin yapısına giren, bir karbon, hidrojen ve azot bileşimi olan üreyi laboratuvarda imal ederek sansasyon yaratmıştı. Fakat bu, yaşamın ancak gene yaşamdan çıkabileceği yolundaki eski önyargıyı silmeye yetmemişti.
Reklam
468 öğeden 471 ile 468 arasındakiler gösteriliyor.