El-Kindi’den İbn Sina’ya, Gazzali’den İbn Haldun’a, İslam Felsefesi - Mutezile - İhvan-ı Safa Din-Felsefe Tartışmaları

Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5

Sadık Usta

En Eski Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 sözleri ve alıntılarını, en eski Dünyayı Değiştiren Düşünürler 5 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- " (…) El-Kindi( 801-873): Amaçları hükmetmek ve din tacirliğidir. Oysa kendileri dinden mahrumdur. Çünkü bir şeyin ticaretini yapan onu satar; sattığı ise artık kendisinin değildir. Kim din tacirliği yaparsa [bilin ki] onun dini yoktur..."
Sayfa 141 - Kafka Kitap
- " (…) Ebu'l âlâ el-Maarri: Şu insanlara ne oluyor! Bakıyorum ki dinde cehaletleri yüzünden koyun sürülerine ya da devekuşlarını benziyorlar..."
Sayfa 229 - Kafka Kitap
Reklam
maun suresi, kamu hakkı
1 gördün mü o, dini yalan sayanı? 2 işte odur yetimi itip kakan; yoksulu doyurmayı özendirmez o! 3 lanet olsun o namaz kılanlara, dua edenlere ki namazlarında/dualarında 4 gaflet içindedirler! 5 riyaya (ikiyüzlülüğe) sapandır onlar, gösteriş yaparlar 6 ve onlar, kamu hakkının yerine ulaşmasına (zekata, iyiliğe ve yardıma) 7 engel olurlar!
inkılap?
yarın bilecek o zulmedenler nasıl bir inkılapla yuvarlanıp gideceklerini! şuara 227, Elmalılı hamdi yazır tefsiri
Hz. Muhammed ilk andan itibaren sadece kent yoksullarını, köle ve cariyelerini, güvenli bir gelecek arayan gençleri, çökme ve dağılmaya yüz tutmuş aşiretlerin mensuplarını etrafında toplamıştır. yazarın dipnotu- atatürk şöyle demektedir: muhammed'in savunduğu toplumsal ilkelerden bir toplumsal ve hukuki eşitlik olduğundan, iman edenler arasında kölelerin, azatlıların ve fakirlerin çokça bulunması doğaldı. Winter şunları demektedir: muhammed'in ilk açık vaazında yanında kureyş aşiretinin saygın bir mensubu olan ebubekir'in yanı sıra kölelerden ve toplumun en yoksul kesimlerinden oluşan bir insan kitlesi bulmuştu. bu... kurucunun kaderi... olmuştu.
ganimet paylaşımı
bütün toprakların mülkiyeti devlete ait olmakla birlikte (kk- mülk Allah'ındır ilkesi), işlenmekte olan araziler eski sahiplerince işlenmeye devam edilecek, fakat ürünün aslan payı (bazen bu oran %70i bulabiliyordu) devlete vergi olarak teslim edilecekti. sahipsiz veya sahipleri cezalandırılmış araziler ise ilk anda topraksız köylülere dağıtılmış ve onlardan belirli oranda vergi (öşür) alınmıştır. fethedilen bölgelerden elde edilen ganimetse şöyle bölüşülmekteydi: yüzde 20'lik kısım halife veya valiye/komutana, geri kalansa bizzat sefere katılanlara ve medine'de yaşayana sahabelere eşit olmayan (sahabe, kıdemli müslümanlar, mevali vs) bir şekilde dağıtılmaktaydı. bu kural özellikle ömer döneminde divan listeyeleriyle (komutanların açgözlülüğünü dizginlemek için) yerleşik hale getirilmiştir. ilk başlarda herhangi bir sorun yaratmayan bu bölüşüm oranı, sonraki yıllarda büyük tartışmalara yol açacaktır; çünkü halifeler en çok gelir getiren bölgelerin başına en yakın akrabalarını atayacaktır.
Reklam
251 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.