Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Düşman

Lee Child

Düşman Gönderileri

Düşman kitaplarını, Düşman sözleri ve alıntılarını, Düşman yazarlarını, Düşman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yoruldum," dedi. "Neden?" diye sordu Joe. "Yaşamaktan mı?"
Kitabın son cümlesi...
Askerdim ve her zaman başkasının bana olmamı emrettiği yerdeydim
Sayfa 343Kitabı okudu
Reklam
Bir adada tek başına uyanıp da gece, dünyanın geri kalanının teknelere binip gittiğini fark eden kimsesiz bir insan gibi hissediyordum kendimi...
Sayfa 121Kitabı okudu
Beş dakikada aksi kanıtlanacak bir şey zekice değil, aptalca bir şeydir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Dünya değişiyordu. Bense onun değişmesini istemiyordum.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
Bir insan altmış yıl yaşıyor, bir sürü şey yapıyor, bir sürü şey biliyor, bir sürü şey hissediyor ve sonra hepsi bitiyor. Sanki hiç olmamış gibi.”
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Jack Reacher, Askeri polis olarak Panama'da görevli iken ani bir kararla ülkesine gönderilir. 1989'u 1990'a bağlayan gece nöbetçi subayıdır ve bir ölüm haberi alır. General Kramer adında biri bir otel odasında kalp krizi geçirmiştir. Komutanı albay Garber olayla ilgilenmesini ister. Karısına haber vermeye
Düşman
DüşmanLee Child · Oğlak Yayıncılık · 200752 okunma
Dünya değişiyor. Ben her zaman yalnız olmuştum ama yalnızlık hissetmeye o anda başladım. Hep hiçbir şeye aldırmayan biri olmuştum ama kendimi umutsuz derecede naif hissetmeye başladım. Bir adada tek başına uyanıp da gece, dünyanın geri kalanının teknelere binip gittiğini fark eden kimsesiz bir insan gibi hissediyorum kendimi. Sanki ingilizce konuşuyordum da şimdi benden başka herkesin tamamen başka bir dil konuştuğunu hissetmiş gibi. Dünya değişiyordu. Bense onun değişmesini istemiyordum.
Sayfa 121Kitabı okudu
Jack Reacher Serisi
Lee Child
Lee Child
1.
Öldüren Kumpas
Öldüren Kumpas
(1997) 2. Die Trying (1998) 3. Tripwire (1999) 4.
Körebe
Körebe
(2000) 5. Echo Burning (2001) 6. Without Fail (2002)
Reklam
“Anlıyorum. Gerçekten anlıyorum. Aynı soruları ben de kendi kendime sordum. Bu bir sinemadan çıkmak gibi. Gerçekten keyif aldığın bir filmden çıkmak zorunda bırakılmak gibi. Beni kaygılandıran bu oldu. Filmin sonunu hiç bilemeyecektim. Sonunda sizlere ne olduğunu bilemeyecektim. Bu kısımdan nefret ettim. Ama sonra ergeç sinemadan çıkacağımı anladım. Kimse sonsuza kadar yaşayamaz. Sizlerin ne olacağınızı asla bilemeyeceğim. En iyi koşullar altında bile. Bunu anladım. İşte o zaman fazla önemli görünmedi. Bu hep benim elimde olmayan bir tarih olacaktı. Beni hep fazlasını istemeye götürecekti.”
“Bizi özlemeyecek misin, anne?” “Yanlış soru” dedi annem. “Ben öleceğim. Hiçbir şeyi özleyecek değilim. Siz beni özleyeceksiniz. Babanızı özlediğiniz gibi. Benim onu özlediğim gibi. Babamı, annemi özlediğim gibi. Bu yaşamın bir parçasıdır, ölenleri özlemek.”
“Ben Fransızım. Sizler Amerikalı. Aramızda büyük bir fark var. Bir Amerikalı kadın hastalanınca kızar. Bu nasıl onun başına gelebilir? Bu hatayı hemen düzeltmelidir. Ama Fransızlar önce yaşayıp sonra öleceklerini bilirler. Bu kızılacak bir şey değildir. Zamanın başlangıcından beri olagelen bir şeydir. Bu olmalıdır. Eğer insanlar ölmeselerdi dünya yaşanmayacak kadar kalabalık olurdu. ”
Eski bir CIA jargonudur. Terminate with extreme prejudice. Anlamı: Aşırı önyargıyla sona erdir.
Sayfa 330Kitabı okudu