Faziletlû Horace Cotton, pembe yüzlü, iri, güçlü bir adamdı. Kendisinde iki türlü kuvvet vardı. Rivayete göre biraz fazla müessir konuşurmuş, mahkûmlara verdiği vaazlarda ise cehennem ateşlerinden fazla şiddetle bahsedermiş. Fakat bu hali ancak şevk ve gayretinden ileri geliyordu. Temiz yürekli bir adam idi.
Avlunun orta yerinde, dua kitabı elinde olduğu halde durdu, etrafa baktı.
Mahkûmların hücreleri, küçük avlunun uç cihetinde, fare deliği gibi yerlerdi. «Press Yard» adı, eski zamandan kalma idi.. Orada kimse sıkıştırılarak, yahut ezilerek öldürülmezdi artık» Ortalık karardıktan sonra hücreler ekseriya ışıksız bırakılırdı. Bazan o birkaç hücrenin içine zorla sokulan mahkûmların adedî elliyi bulduğu vâki olurdu.
Fakat o gece Press Yard pek sessizdi.