Düşsel Öykü

Arthur Schnitzler

Öne Çıkan Düşsel Öykü Gönderileri

Öne Çıkan Düşsel Öykü kitaplarını, öne çıkan Düşsel Öykü sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Düşsel Öykü yazarlarını, öne çıkan Düşsel Öykü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dostlarım için" - çehresinde bir gülümseme ile durdu - "Evet burada da aynen öyle yazıyor. " Ve takdir dolu bir ses tonuyla devam etti : "Yaklaşık on beş dakika önce son nefesimi vermiş bulunmaktayım. Sizler de benim ölüm döşeğimde bir araya geldiniz ve şimdi de bu mektubu birlikte okumaya hazırsınız. Eğer hala yerindeyse diyelim. Çünkü belki daha iyi bir günüme rast gelecek olursa ... " "Ne?" diye sordu doktor. "Daha iyi hir günüme rast gelecek olursa," diye yineledi yazar ve devam etti : "Bana en ufak bir iyiliği dokunmayacak olan, sizlere de bazı kötü saatler yaşatacak ya da birinizin ya da birkaçınızın yaşamını zehir edecek olan bu mektubu yakmaya karar verebilirim."
Kadın Fridolin'e, "Soru sorma!" dedi. "Ve hiçhir şeye şaşırma. Ben şimdi yalnızca bu kızın dikkatini dağıtmaya çalıştım. Ama sana doğruyu söyleyeyim : Devamlı olarak herkesi aldatamazsın. Geç olmadan kaç buradan. Ve her dakika daha da geç olabilir. İzini hulmamaları için dikkatli ol. Kim olduğunu kimse bilmemeli. Yaşamının ve varlığının huzunı büshütün mahvolur. Git!! .. " "Seni sonra görebilecek miyim?" "Bu imkansız." "O zaman kalıyorum." Kadının çıplak bedeni şöyle bir titredi, verdiği bu mesaj ve görüntüsü o anda adamın aklını başından aldı neredeyse.
Reklam
Araba durdu. Fridolin : "Şu arabadan şimdi hiç inmesem mi?" diye düşündü birden. Hemen geri dönmeliydi belki de. Ama nereye? Küçük balerine mi? .. Yoksa Buchfeld Sokağı'ndaki küçük fahişeye? Ya da ölen Müsteşarın kızı Marianne'ye mi? Ya da eve? O anda, en az gitmek istediği yerin kendi evi olduğunu ürpererek anladı. Yoksa, bunların en zoru olan şu andaki yolunda devam etmeli miydi? Evet, devam etmeliydi, ucunda ölüm de olsa. Kendi düşüncesine kendisi de güldü, ama şu anda, hiç de neşeli bir havada değildi.
Doktor uşağa, dostunun neden kendisini çağırttığını bilip bilmediğini sordu. Hatırladığı kadarıyla bu eve doktor kimliğiyle çağrılmayalı yıllar geçmişti. Bu soruyu beklediği anlaşılan uşak, ceket cebinden şişkin bir cüzdan, oradan da katlanmış bir kağıt çıkardı. Açıkladığına göre, yıllar önce efendisi, kendisi ölüm döşeğinde iken başına çağrılacak olanların adlarını yazmıştı bir listeye. Ve efendisi komada bile olsa, uşak bu sonımluluğu kendince üstlenerek onları çağıracaktı. Doktor kağıdı uşağın elinden alarak bakınca, üzerinde beş kişinin adı olduğunu gördü. Şu anda evde bulunanlara ek olarak, iki sene önce ölen bir dostlarının, bir de tanımadıkları bir başkasının adları vardı. Uşak, bu kişinin efendisinin dokuz on yıl kadar önce evini sürekli ziyaret ettiği bir fabrikatör olduğunu ve adresinin kaybolduğunu ya da unutulduğunu söylemişti.
Vekilharç kadın içeri girdi. Gözlerinde yaşlarla yatağın başına çöküp ellerini ovuşturarak hıçkırmaya başladı. Yazar bir elini hafifçe omzuna koyarak avutmaya çalıştı onu. "Bu iş çok tuhaf," diye başladı tüccar, "yani bizleri başına çağırması. Neden ölüm döşeğinde toplanmamızı istemiş olabilir? Söylemek istediği önemli ne vardı ki?" Doktor acı bir gülümsemeyle, "Aslında ben öyle tuhaf bulmuyorum, ne de olsa doktorum,'' dedi. Tüccara dönerek, "Ve siz," dedi, "zaman zaman ona danışmanlık yaptınız. Belki de size vermek istediği bazı son direktifler vardı, işleriyle ilgili."
Sayfa 174Kitabı okudu
26 öğeden 21 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.