(...) zirâ ancak yirminci asırda anlaşılabildiği üzere; ölüm, yaşamın, onu nihayetlendirici değil lâkin onu özetleyici, ondan bağımsız olmayan ve bilakis onu ihtivâ eden bir organı gibidir. Ve denilebilir ki; filozofun yaşamı ne kadar hayret verici iletilerle doluysa, ölümü de ha kezâ aynı iletilere -ve belki daha fazlasına- hâizdir.
Sayfa 12 - Hamza Celâleddin, Politik-Estetik Bir İnceleme: Filozoflar Neden Öldü?Kitabı okudu