Müzik onun için doğuştan gelen bir tutku, erişilemez, dizginlenemez bir ihtirastı. Sırf keyifli bir uğraş değil çok daha büyük ve açıklanamaz bir şeydi.
Duyne ordundabı, Dünya, yerinde mi?Çocukluğundan beri çeşitli yaşam durumları hakkında köylülerin ağzından defalarca duyduğu bu cümle, şimdi istemeden hafızasında yeniden ortaya çıkmıştı. Evet, dışarıdan bakıldığında, kendini inanılmaz bir şekilde içinde bulduğu okul da dâhil olmak üzere dünya, yerli yerindeydi. Evet, çevresindeki doğa yüzyıllar boyunca olduğu gibi kalabilirdi. Ancak bu sırada iç dünyası, yani ruhu, kendi deneyimiyle de öğrendiği gibi, tamamen yıkılmış olabilirdi. Bu nedenle, tekrar tekrar sanki birisi ona soruyordu: "Duyne ordundabı, Dünya, yerinde mi?"