Topraktan bizi ne katmanlarla ayırdığını bilmediğimiz asfaltın üzerinde yürümüyor olmak ya da canımız istediğinde göle atlayıp onlarca düzenlemeyle kısıtlı olmadan yunuslarla yüzmek, çocukken nasıl olurdu diye düşündüğüm bu tarz şeyler Ekotopya'daki insanların günlük hayatı. Doğa ile iç içe olmak, tüketimi azaltmak temel amaçları, ama hayata getirdikleri felsefe bu kapsamla sınırlı değil. Yaparken eğlenilmeyen iş yapmaya değer değildir düşüncesiyle her işi yavaş yavaş, birbirleriyle şakalaşarak ve severek yapıyorlar. İnsanlarla çevrili olup içten içe herkesin yalnız olması hissi onlarda yok çünkü herkes yapmacıksız iletişime açık, bütün Ekotopyalılar büyük bir ailenin parçası. Yazar böyle bir hayal dünyasının gerçek hayatta bir ülke olarak nasıl yaşatılabileceğini anlatmış. ABD'den ayrılarak kurdukları yeni ülkede, Ekotopyalıların buldukları çevreci çözümlerin yanı sıra bilim, politika, sanayi, eğitim gibi alanlardaki yaklaşımlarını açıklamış. Heyecansız bir kitap ama, çevre sorunlarından dolayı dünyanın geleceğinin umutsuz göründüğü gerçek hayattan uzaklaşıp umut veren alternatif bir senaryo okumakta insanı güçlendiren bir şeyler var denebilir.