Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Habermas ve Frankfurt Okulu

Eleştirel Teori

Raymond Geuss

Eleştirel Teori Gönderileri

Eleştirel Teori kitaplarını, Eleştirel Teori sözleri ve alıntılarını, Eleştirel Teori yazarlarını, Eleştirel Teori yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
160 syf.
10/10 puan verdi
Frankfurt Okulunu Adorno ve Horkheimer çizgisinden alarak; kamusal alan, müzakereci demokrasi, ötekiye empati, kendi olmak başlıkları altında genel bir Habermas felsefesi ve etiğinin işlendiği nitelikli kitaplardan. Habermas her ne kadar Adorno ve Horkheimer'ın ardından gelen bir isim olarak düşünülse de, okulu 21. yüzyıla taşıyan felsefeyi oluşturmuş olması onu bir adım öne çıkarmaktadır. Okul her ne kadar iletişim ve toplum kültürü alanında çalışmış olsa da Habermas'ın kamusal alanı buna dahil etmesi okulun kapsamını oldukça büyümüştür. Kitapta felsefi anlamda ciddi bir pozitivizm eleştirisi mevcut. Bilgiye ulaşma noktasında oldukça kısır bir metodu olan pozitivist düşünce eleştirisi eleştirel düşüncenin yükseliş akanıdır desek yanlış olmaz. Ayrıca metalaştırma konusu da pozitivist düşüncenin bir ürünü olduğu için her şeyin piyasasının oluşması ve felsefenin yok oluşu da pozitizim eleştiri içerisinde yer alan konu başlıklarından. Aslında bu konuda çok daha uzun yazmak gerek, inceleme bu şekliyle çok kabataslak oldu gözümde. Ancak bu kısacık kitabı uzun bir incelemeyle anlatmış olmayayım. Spoiler vermeden ilgilisine keyifli okumalar diliyorum.
Eleştirel Teori
Eleştirel TeoriRaymond Geuss · Ayrıntı yayınları · 201324 okunma
Reklam
Eleştirel Teorilerin pozitivizmde somutlaşan felsefî hataya karşı özellikle hassas oldukları bir gerçektir. Frankfurt Okulu üyelerine göre hatalı epistemolojik görüşleri olan insanların doğa bilimlerinde teoriler üretmeleri mümkün olsa da eleştirel teorilerde bu mümkün değildir. Doğru epistemolojiye sahip olmak ile başarılı olarak aydınlanma ve özgürleşme üreten teoriler geliştirme ve test etme arasında yakın bir bağlantı vardır. Bu bakımdan pozitivizm doğa bilimlerinin gelişmesine özel bir engel oluşturmasa da insan özgürleşmesinin ana araçlarına, yani eleştirel teorilere karşı ciddi bir tehdittir. İşte bu düşüncelerden hareketle Frankfurt Okulu’nun pozitivizm eleştirisi, temel bir amaç doğrultusunda geçerli bir bilgi kategorisi olarak ‘dönüşlü olma’nın geri getirilmesidir.
Frankfurt Okulu’nun kullandığı anlamda ‘pozitivist’ şunlara inanandır: (a) doğa bilimlerinin empirist bir betimlemesi uıygundur ve (b) tüm bilgi özünde doğa bilimleriyle aynı bilgisel yapıya sahip olmalıdır. Doğa bilimlerinde teorilerin ‘nesneleştirici’ bir yapısı varsa, o zaman tüm bilginin doğa bilimlerinin yapısına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bu, tüm bilginin ‘nesneleştirici’ bilgi olduğunu ileri sürmektir. Bu açıdan pozitivizm ‘dönüşlülüğün reddi’ olarak görülebilir.
“Frankfurt Okulu’na göre ‘eleştirel teori’nin ana ayırıcı özellikleri üç tezden oluşur: 1-) Aşağıdaki anlamlarda eleştirel teorilerin insan eylemi için rehber olarak özel bir konumları vardır: a-) Bu teorilere inanan faillerin aydınlanmalarını, yani onların gerçek çıkarlarının nerede olduğunu saptamalarını sağlama amacındadırlar; b-) İçkin bir anlamda özgürleştiricidirler, yani failleri, en azından kısmen kendi kendilerine dayatmış oldukları bir zorlamadan, bilinçli insan eyleminin kendi kendini früstre etmesinden kurtarırlar. 2-) Eleştirel teorinin bilgi içeriği vardır, yani bilgi biçimleridirler. 3-) Eleştirel teoriler epistemolojik olaral temel bakımlardan doğa bilimlerinden farklıdırlar. Doğa bilimlerinde teoriler ‘nesneleştiricidir;’eleştirel teoriler ‘dönüşlü’dür."
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Eleştirel Teori: Habermas ve Frankfurt Okulu'nda bu temel iddiaların ayrıntılı bir analizini veriyor ve geçerliğini tartışıyor. Toplumsal fenomenleri betimleyip açıklamakla yetinmeyen, aynı zamanda eleştiren bir bilimsel teori mümkün müdür? Bu sorulara cevap ararken eleştirel teorinin pozitivizmle hesaplaşmasına geniş yer ayıran Geuss, çıkış noktası olarak ideoloji kavramını alıyor. bu kavramın farklı anlamlarını kuşatan kapsamlı bir tartışma çerçevesinde, ideolojinin inanç ve çıkarlarımızla ilişkisini, bir ideoloji eleştirisinin gerektidiği doğruluk ve bilimsellik kriterleri ve bu eleştirinin sağladığı 'aydınlatıcı' ve 'özgürleştirici' bilgiyi, özellikle felsefi bir çerçevede sorguluyor. Frankfurt Okulu sadece modern kapitalist toplumu ve faşizmi değil, onlara karşı geliştirilmiş muhalif söylemleri de yönlendiren bir bilim ve aydınlanma anlayışının maskesini düşürerek toplum bilimlerinde kalıcı bir etki yapmıştır. Bu söyleme bir giriş niteliği taşıyan Eleştirel Teori, getirdiği analitik bakış açısıyla sadece eleştirel teoriyle ilgilenenler için değil, toplum bilimlerinin amacı ve yöntemi konusunda çalışanlar için de kalıcı bir başvuru kaynağıdır.
Eleştirel Teori
Eleştirel TeoriRaymond Geuss · Ayrıntı yayınları · 201324 okunma
Reklam
Eleştirel teoriler pozitivizmde somutlaşan felsefi hataya karşı özellikle hassastır. Frankfurt Okulu üyelerine göre, acıklı ölçüde hatalı epistemolojik görüşleri olan insanların doğa bilim lerinde birinci-düzey (first-orcler) teoriler üretmeleri, bu teorileri test etmeleri ve kullanmaları mümkündür, ama eleştirel teorilerde bu olmaz. Doğru epistemolojiye sahip olmak ile başarılı olarak aydınlanma ve özgürleşme üreten birinci-düzey teoriler geliştirme, test etme ve uygulama gücü arasında yakın bir bağlantı vardır. Bu yüzden pozitivizm doğa bilimlerinin gelişmesine özel bir engel oluşturmaz, ama insan özgürleşmesinin ana araçlarına, yani eleştirel teorilere karşı ciddi bir tehdittir. Frankfurt Okulu’nun temel bir amacı pozitivizmin eleştirisi ve geçerli bir bilgi kategorisi olarak ‘dönüşlü olma’nın geri getirilmesidir.
Frankfurt Okulu’nun kullandığı anlamda ‘pozitivist’ şunlara inanandır: (a) doğa bilimlerinin empirist bir betimlemesi uygundur, ve (b) tüm bilgi özünde doğa bilimleriyle aynı bilgisel yapıya sahip olmalıdır. Eğer doğa bilimlerinde tüm teorilerin ‘nesneleştirici’ bir yapısı varsa, o zaman tüm bilginin doğa bilimlerinin yapısına sahip olduğunu söylemek, tüm bilginin ‘nesneleştirici’ bilgi olduğunu öne sürmektir. Dolayısıyla pozitivizm ‘dönüşlülüğün reddi’ olarak, yani teorilerin hem dönüşlü hem de bilgisel olabileceğinin bir reddi olarak görülebilir.
Eleştirel teoriler epistemolojik olarak temel bakımlardan doğa bilimlerinden farklıdırlar. Doğa bilimlerinde teoriler ‘nesneleştiricidir;’ eleştirel teoriler ‘dönüşlü’dür (reflective).O halde bir eleştirel teori, faillere içkin anlamda aydınlatıcı ve özgürleştirici bir tür bilgi veren bir dönüşlü teoridir.
Frankfurt Okulu üyeleri Freud’un da Marx’la aşağı yukarı aynı anlamda kavramsal bir devrimci olduğunu düşünür. Onlara göre Marx ve Freud’un teorileri temel epistemik yapıları bakımından öyle yakın benzerlikler içerir ki, felsefi bir bakış açısından iki ayrı tür teori değil aynı tür teorinin iki ayrı örneğini temsil ederler. Marksizm ve psikanalizin ana örneğini oluşturduğu bu yeni tür teoriye verilen genel ad ‘eleştirel teori’dir.