Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Doksanüç Loş Hikaye

Elgin Taşlar

Enis Batur

En Eski Elgin Taşlar Gönderileri

En Eski Elgin Taşlar kitaplarını, en eski Elgin Taşlar sözleri ve alıntılarını, en eski Elgin Taşlar yazarlarını, en eski Elgin Taşlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Âhenk kaybolduğunda sükûnet korunmalı”
Tekinsiz şeyler bunlar. Toplanmışsam, herbiri hayatımda kendi deliğini açtığı için. İçime oralardan sızar ışık, iyisiyle kötüsüyle. Su aldığım olur. İnsan öğreniyor zamanla: Hava tam nedir.
Reklam
Görüşmeyeli, karşılıklı, anlatılası o kadar çok ‘şey’ birikmişti ki buluşulduğunda genellikle susuyorduk. Paylaşılmadan da olabiliyormuş, eskiden bunun farkına varmazdık. Nedir “bu sabah gülleri budadım” diyebilmek? İnsan, yaşı ilerlerken kendine saklamayı öğrenmeli. Gizlemek değil bu olsa olsa mahfuz tutmak. Tutulanlar gözle görülmez bir hızla dibe çökebiliyor, her zaman şişe dibine inen tortulara, yoğunluk kazanmış ama sarsıldığında dağılabilecek kopkoyu tabakalara dikkatle bakmışımdır. İşte birlikte susmanın böyle bir yanı var, yalnız susmak farklı.
Mezar taşına "âhenk kaybolduğunda sükûnet korunmalı" yaz­dırmış.
Başkalarının geçmişi değersiz. Yâdedenleri kalmamışsa. Sırları kimin tasası?
İnsan, yaşı ilerlerken ken­dine saklamayı öğrenmeli. Gizlemek değil bu, olsa olsa mah­fuz tutmak.
Reklam
İnsanın başına ciddi bir bela geldiğinde sığınacağı yeri olmalı. Aranıyorsunuz sözgelimi, firardasınız, sizi yoklayabilecekleri noktalarda gidip gizlenemezsiniz, bunun olabileceğini öngö­ren bir dostunuzun size aile yadigarı bir yazlık evin kapısının önündeki paspasın altından anahtara erişebileceğinizi çok ön­ceden söylemiş olması dost olma koşulunun asıl işareti. Beni böyle düşünce ve inanışlara yönelten yapıtların başında Jean­ Pierre Melville'in filimlerinin yeraldığı sır sayılmaz. Yılda bir kez izlemek iyi gelir Le Cerde Rouge'u: Paspasın hangi adreste olduğunu bilmek kadar.
En yakınımdaki insanın "senin çektiğin acıyı hafifletmek için elimden hiçbirşey gelmez" demesi bana en büyük destek oldu: Merhamet, şiddettir. 'İyi ki başıma gelmedi'nin bir başka dildeki karşılığı aslında. Acı dozu arttığında yalnızlığımızın rahatsız edilmesi içinizde öfke damarının kabarmasına yola­çar. Ben, bir seferinde, durumun yanardağ indifasıyla eşdeğer sayılabileceğine varmıştım, insanın içdünyasında. Lavlar püs­ kürdüğünde, hele geceyse, görünüm büyüleyicidir, izleyeni mıknatıs gibi çeker. Ama ne kadar yaklaşmayı göze alabilirim, sorusu yabana atılamaz.
Mumlar söndüğünde odaya doluşan koku genizde kalıcı izi­ni bırakıyor. Ben sızıntısız karanlığı hep sevdim. Köy yetmiş yıl önce terkedilmiş, hayvanlar da uzak duruyor buradan. Bir tek kuşlar. Belki yeraltı canlıları. Geleli beri çıkmıyor aklım­ dan Franz, hastanede son gördüğümde iyice solmuştu çehresi. Gözler ferini yitiriyor o aşamada. Dönüşümde, tren yolculu­ğum sarsıntılı geçti, en üst kuşette yatıyor olmaktan rahatsız­dım, kalkıp koridorda sigara içtim. Mum kokusu başka. Gece­ yarısı indim köyün ıssız istasyonunda. Kimse uğramaz buraya, gene de duruyor tren, birkaç dakika.
İkisinde de çok haklı olarak tedirginlik duygusu doruktaydı. Bir tek ben önünden geçtiğimiz görkemli meşenin büyüsüne kapılmış, geceyarısı incin top oynayan karanlık kıyı şeridin­ deki yolun bir noktasında kaybolmuş olduğumuzu unutmuş­tum. O sırada sisin yoğunluğu iyice arttı. Sessizliğin ortasın­dan yürürken dermeçatma bir iskeleden kalkmak üzere olan yolcu vapurunun ışıkları sisi deldi. "Benim biletim var" diye koşmaya başladı Mim Kaf. Asaf yetişemedi ona, arkasından suya atladı. Ben oracığa çömeldim, beklemeyi yeğledim, sis dağılacaktır diye aklımdan geçirmiştim.
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.