Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray'ı okumak ilk etapta, aşırı gerçekliğe boğulmuş bizler için zor gibi görünebilir. Fakat öyle kurguluyor, olayları öyle bağlıyor ki birbirine hele de dili kuvvetli olunca kitapta olacakları merak edip zorlandığınız noktalarda bile devam ediyorsunuz. Elyazması Rüyalar kitabı, rüya içinde rüya gibi. Nazlı Eray'ın, diğer tüm kitaplarında olduğu gibi katman katman ilerleniyor. Nazlı Eray'ın TRT de sunduğu yada katıldığı kültür sanat programlarını izlemediyseniz tavsiye ederim, kitapseverlerin bayılacağından eminim. Sevdiğim bir alıntıyı paylaşmak isterim:
"O adam evde yastık gibi oturan kadına alışmış. Onunla münakaşa etmeye, ona diş geçirmeye. Öyle bir yaşam sürmüş senden önce. Senin canlılığın ,hareketliliğin, coşkun; ilk başta nasıl cezbettiyse onu, sonradan bir türlü anlayamadığı şeylere dönüşmüş. Kendi karanlık, kapalı ,yorgun içine kapalı ruh haliyle senin dışadönük çocuk ruhunun bağdaşması olanaksız. Sana ayak uyduramadığı için sessizce köşesine çekiliyor, susuyor konuşmuyor, sende bir suçluluk duygusu uyandırıyor,sessizliği,suskunluğuyla bunu başarıyor." S 56
