Ah gençlik! Gençlik! Sanki evrenin bütün hazinelerine sahipmişsin gibi umursadığın yok hiçbir şeyi, keder de umurunda değil hüzün de, kendinden emin ve küstahsın, ben hayattayım, bakın, diye haykırıyorsun! Oysa günler akıp gidiyor, iz bırakmadan, hesaba kitaba uymadan, sen de güneşte kalmış mum gibi, kar gibi eriyip gidiyorsun… Belki de güzelliğinin sırrı her şeyi yapabilmende değil her şeyi yapabileceğini düşünmendedir; belki de başka hiçbir şeyde kullanmayı beceremediğin gücünü anlamsızca harcamandadır, hepimizin kendisini gerçekten savurgan sayması ve “Ah zamanı boşa harcamasaydım neler yapardım, neler!” demeye hakkı olduğunu sanmasıdır.