Epik Tiyatro kitaplarını, Epik Tiyatro sözleri ve alıntılarını, Epik Tiyatro yazarlarını, Epik Tiyatro yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tiyatro ve sinemada, hatta edebiyatta da aslında o an gördüğümüz veya okuduğumuz şeylerin gerçek olmaması, gerçeğin taklidi olması sorununa bazen fena halde takılan benim için farklı bir pencere açan bir kitaptı Brecht'in Epik Tiyatro Üzerine'si. Okuduğum baskı De Yayınevi'nden sarı kapakla çıkmıştı. Kamuran Şipal'in çevirdiği metni içeren o baskı sanırım kitabın Türkiye'deki ilk baskısı.
İzlediğimiz şeyin gerçek olduğunu düşünerek izlediğimizde o şeyden duygusal olarak etkilenip kendimizi kaybedebiliyoruz diyor Brecht. Halbuki o eserler bizim duygularımızın coşması için değil, aslında bizim onlar üzerine düşünmemiz için var. Dolayısıyla insanların duygulara kapılmasını önleyecek düzenlemeler yapmak, o eserin gerçek olmadığını çeşitli yollarla izleyiciye hatırlatmak, seyircilerde duygunun yerine aklın hakim olmasını sağlar ve böylece o eser kişilerin daha çok düşünmesine, eleştirel olarak bakmasına yardımcı olur diyor Brecht.
Hâlâ gerçekçilik arayan bir sanatsever olsam ve izlenilenin, okunanın o an gerçek olmadığına takılabilsem de Brecht'in düşünceleri farklı bir yol da olduğunu hatırlatması açısından önemli ve değerli.
Hiç bilmediğim alanlarda okuma yapmak beni heyecanlandırıyor. Elbette zorlayan da bir kitaptı. Kamuran Şipal'e güvenerek okudum fakat metnin kendi zorluğundan kaynaklanan bir çeviri sorunu var ne yazık ki. Akıl yürüterek doğruya erişebiliriz yine de.
Epik Tiyatro'nun kurucu Breht'in makaleleri ve röportajları biraraya getirilerek bu kitap oluşturulmuş.
Özellikle Yabanlıcaştırma Efekti üzerinde durulmuş. Anladığım kadarıyla, Aristocu tutuma karşı çıkuyor. Yani oyunla, oyuncularla özdeşleşmenin eskide kaldığını söylüyor. Burjuvayı eğlendiren, körü körüne eğlendiren özdeşleşmeyi serçe eleştiriyor. Seyirciyle aradaki duvar kalkmalı, özet olarak söylediği bu.
Tiyatro halka inmelidir, diyor. Ve halk öğrenerek oyun izlemeli. Yani içinde bilgi de olmalı. Halk düşünmeli.
Ben açıkçası yazma eylemi üzerinden değerlendirerek okudum. Yazdığımız metinler sadece olay anlatımı olmamalı. Okur hikayeyi kapattığında bilgiye de erişmiş olmalı. Elbette daha derin okumalar yaparak daha anlamlı eleştiriler yapabilirim.
Fakat, teknik bilgiler içeren bu kitabın sıradan okuru memnun edeceğini sanmıyorum.
Büyük savaşlara, deprem gibi doğa olayları gözüyle bakan insanlar var. Gelgelelim, insan depremlerin bir bakıma üstesinden gelmesine karşın, kendi kendisiyle bir türlü başa çıkamıyor.
Einstein, doğayı bu kadar egemenlik altına almamızın mutlu yaşamamıza çok az katkıda bulunmasını, insanların keşif ve icatları yararlı biçimde nasıl kullanacaklarını bilmeyişine bağlıyor.
Tiyatronun yaptığı şey, toplumun üst yüzeyinde gözlemlenen belirtileri sergilemekten ileri gitmiyor. Toplumun asıl yasaları ise henüz gözler önüne serilmiş değil.
Epik tiyatro genel tanımı ve gerekliliklerini size anlatabilecek tek bir kişi vardır o da ; elbete yaratıcısı Bertolt Brecht. Onun dışında kimsenin bu biçemi yeterince anlayıp uygulayabildiğine inanmıyorum. Hatta bazen kendisinin bile kafasının karıştığını düşünüyorum.