Tiyatro ve sinemada, hatta edebiyatta da aslında o an gördüğümüz veya okuduğumuz şeylerin gerçek olmaması, gerçeğin taklidi olması sorununa bazen fena halde takılan benim için farklı bir pencere açan bir kitaptı Brecht'in Epik Tiyatro Üzerine'si. Okuduğum baskı De Yayınevi'nden sarı kapakla çıkmıştı. Kamuran Şipal'in çevirdiği metni içeren o baskı sanırım kitabın Türkiye'deki ilk baskısı.
İzlediğimiz şeyin gerçek olduğunu düşünerek izlediğimizde o şeyden duygusal olarak etkilenip kendimizi kaybedebiliyoruz diyor Brecht. Halbuki o eserler bizim duygularımızın coşması için değil, aslında bizim onlar üzerine düşünmemiz için var. Dolayısıyla insanların duygulara kapılmasını önleyecek düzenlemeler yapmak, o eserin gerçek olmadığını çeşitli yollarla izleyiciye hatırlatmak, seyircilerde duygunun yerine aklın hakim olmasını sağlar ve böylece o eser kişilerin daha çok düşünmesine, eleştirel olarak bakmasına yardımcı olur diyor Brecht.
Hâlâ gerçekçilik arayan bir sanatsever olsam ve izlenilenin, okunanın o an gerçek olmadığına takılabilsem de Brecht'in düşünceleri farklı bir yol da olduğunu hatırlatması açısından önemli ve değerli.