Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Esir Şehrin İnsanları
Kemal TahirEsir Şehrin İnsanları Yorumları ve İncelemeleri
Esir Şehrin İnsanları yorumları ve incelemelerini, Esir Şehrin İnsanları kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Esir Şehrin İnsanları puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşgal yıllarına dair harika anlatım
Kitabı beğendim. Kemal Tahir'in okuduğum ilk eseri oldu. İşgal yıllarındaki vurdumduymazlığı,ihaneti,Anadolu'nun İstanbul'da ne kadar yanlış anlatıldığı/bilindiği çok güzel bir dille anlatmış. Bazı kısımlar bence az da olsa eksik kalmış gibi ama okunmasını tavsiye ederim.
Kamil Bey, Ramiz, Nedime Hanım gibi yüzlerce binlerce vatansevere de saygı ve minnetlerimi sunarım.
- Alcak insanlar yükseldikçe alcakliklari da o ölçüde artıyor.
Esir Şehrin Insanlari- Kemal Tahir
Yazarın 3 kitaplık serisinin ilk kitabıyla birlikte yazarın kalemiyle tanismis oldum .
Kitapta Kamil vatansever biridir. Ailesi padişah Abdulhamidin en zengin ve soylu oğludur. Yurtdisinda yaşarken yurtta patlak veren mücadeleler sonucunda küçük kızlarıyla birlikte ülkeye dönerler. Lakin hicbirsey bıraktıkları gibi degildir; ülke de, maddi durumları da... Bu yüzden eşi Nermin'in hala kızında bir süre kaldıktan sonra eldeki imkanlarla kendi evlerine çıkarlar. Sonrasında Kamil efendi okul arkadaşı vasıtasıyla dergide çalışmaya başlar. Dergi işinin iç yüzü tabiki farklıdır.
Kitapta 1920 senesinden sonra halkın mucadele edenleri ve etmeyenlerini görüyoruz. O dönemde esir şehir Istanbul'dur. Sokaklarında askerlerin gezdiği, değişik cemiyetlerin turedigi, farklı ülke askerlerinin cirit attığı ülke... Mücadelenin arkasında toplumun verdiği mücadeleyi görüyoruz. İşgal altında kalan bu şehir bazı insanların ihanetine, işbirliğine, firsatciligina ve ihanetine maruz kalıyor. Bunları da vatansever ve milli duyguları ülkeye gelince evrilen Kamil bey üzerinden yazarımız çok güzel anlatmış. Dönemin ekonomik, sosyal,siyasi ve psikolojik durumunu karakter tahlilleriyle birlikte çok güzel anlıyorsunuz. Birkaç gün sonrasında devamını da okuyacağım.
Öncelikle söylemeliyim ki okuduğum dönem romanlarının içerisinde Yakup Kadri,Peyami Safa,Tarık Buğra gibi usta yazarlardan en çok Kemal Tahir’i beğendim.Kaleminin çok etkileyici olduğunu söyleyebilirim.
İşgal dönemi İstanbul’unda uzun yıllar Avrupa’da yaşamış evli çocuklu,sanatçı ruhlu,amatör sporcu Kamil Bey’in temelli olarak yurda dönüşü,yaşadığı kültür farklılıkları,hayat mücadelesi aynı zamanda vatan sevgisi içinde ne yapabilirimin mücadelesini anlatır.Kuvayi Milliyeye yardım etmek isterken yaşadığı olaylar başına gelenler…Gerçekten okunmaya değer bir kitap.Serinin diğer kitaplarını kesinlikle okumalıyım dedim.Ben çok beğendim.Tavsiye ederim
·
Puan vermedi
Istanbul un isgal zamanlari...insanlarin vatani kurtarmak ugruna taraf olduklari ama karsi tarafi hain ilan ettikleri milli mucadele donemi...Kemal Tahir boyle bir donemde doguyor ve ayni topragin insani olanlarin aslinda ayni amac ugrunda fakat farkli taraflardaki mucadelesini ,isgalin esaretine mahpus olmuslarin yalnizligini,birbirine sahip cikmanin coskusunu anlatiyor bu seruvende.
Pasa oglu Kamil Bey aileden kalma servetini kaybedince yurtdisindaki gorevini birakip Istanbul a doner ailesiyle. Ama buldugu sehir biraktigi sehir degildir. Kim dost kim dusman kim namuslu kim namussuz... Anadolunun verdigi mucadeleyi dusunerek durdugu yerde durmanin verdigi rahatsizlikla kendi mucadelesini vermenin firsati karsisna cikar. Nihayet vatani ugruna cepheye gitmeden savasmanin yolunu kilicla degil kalemle yapmayi bulmustur. Lakin isgal kilicla oldugu kadar kalemle de savasmaktadir ve Kamil Bey de esir sehrinin bagrinda kendi payina dusen mahpuslukda bulur kendini. Ilk kitap burada biter. Esir sehrin mahpusu ikinci kitabimiz. Onu da onumuzdeki ay okumayi dusunuyorum. Tarih boyle romanlarda daha akici ve hissedilir okunuyor. Herkese iyi okumalar.
Bu dunya ,bizim savas patlayinca birakip gittigimiz dunya olamaz. Biz demekki savasa gitmedik,eski dunyamizdan cikip gittik. Sonra baska dunyaya,bize yabanci bir dunyaya savrulduk. Dis gorunusun eskisine benzerligi yalan...
Insan kardesligi...sefkat..af.. hep masal..kapatanlarla kapatilanlar arasindaki dusmanlik yirtici hayvanlari bile urkutur. Ormanin yirticilarinda yirticilik acligi giderene kadarmis. Insanlar arasindaki yirticilik,ekmege,kadina,hatta yasamaya dahi tika basa doymus olsalar yine suruyor.
Bir süredir okumaya çalıştığım, okumaya başladığımda bırakamadığım, okurken gözyaşlarımı tutamadığım bir Cumhuriyet romanı. Tarihini bilmeyen, tarihini okumayan bir ülke için bu müthiş kitabın değerini bilmemek de normal sanırım. Bu kadar geç okumak en büyük utancım olarak kalacak. Bu kitapların tarih bilinci oluşturmak için okutulması, o zamanların daha canlı yaşatılması gerekli. Esir bir İstanbul’u gözlerinizin önüne getirmek, Mustafa Kemal’e karşı çıkanların o gün söyledikleriyle bugün söyledikleri arasında hiçbir fark olmadığını görmek, zaferi nasıl kazandığımızı, ‘üç beş çapulcu’, ‘ordudan atılmış başıbozuk birkaç asker’ diye nitelenen halkla bir vatanın nasıl kendi içindeki düşmanlara rağmen Dünyanın sözde muzaffer ordularına teslim edilmediğini görmek için mutlaka okumanız gerekli. Canım Atam seni her gün daha çok seviyorum. Ve tabii ki Kemal Tahir kalemi nasıl kuvvetli, yüreği nasıl cesaretli bir insanmışsın da değerini bugün anlayabilmişim. ‘Bütün Kemalleri severim; Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Mustafa Kemal’ diyen edebiyat hocam ne kadar haklıymış.
ESİR ŞEHRİN İNSANLARI - Dikkat spoiler içerebilir!
Esir Şehrin İnsanları Kemal Tahir'in en çok okunan eseridir. Kurtuluş Savaşı öncesi İstanbul hakkında bilgi edinebileceginiz güzel bir yapıttır. Bir üçleme halinde yazdığı serinin ilk kitabıdır. Diğer kitapları Esir şehrin mahpusu ve yol ayrımıdir.
Aynı zamanda dizisi de çekilmiştir fakat kitabı görsele uyarlanan her roman gibi vasatın üzerine çıkmamaktadır. Tabiki isteyenler YouTube'dan bakabilir.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Esir bir şehirde insan olmak!
“İnsan bir kere tek başına kalmaya görsün!
Nerde olsa tek başınadır. Meydan savaşında
bile…” (s.69).
Bugünden geçmişe doğru baktığımızda Milli Mücadelenin bir “ön cephe”si bir de “arka cephe”sinin olduğunu daha iyi anlıyoruz. “Arka cephe”nin ordunun lojistik ihtiyaçlarını karşılamada, maneviyatını yükseltmede ve verilen mücadelenin haklılığını
