Gerçekliğe dönüş, anesteziden sonra bilincin yerine gelmesi kadar acı vericiydi. Bedeni ve beyni tarifsiz bir halsizlikle sızlıyordu ve delicesine uçup giden anları tutabilmek için yapabileceği ya da söyleyebileceği bir şey bir türlü aklına gelmiyordu.
İnsanın, binbir çaba, ter döktüğü onca eser, sonunda ufacık, zerre kadar bir amaç eder (...)
İşte insan, ilkelerinden ibaret gibi görünen,
Etkisindedir bir alemin belki de, bilinmeyen...
Adam gözlerini kızdan hiç ayırmadan, konu her değiştiğinde yüzünün yaz meltemindeki bir başak tarlası gibi farklı görünümlere bürünüşünü hayranlıkla izliyordu.
Kadın yalnızca sızlanmak için konuşuyordu ve sızlandığı şeyler adamın çözmeye gücünün yetmeyeceği şeylerdi ve sabırsızlanıp ona sert bir karşılık vermemek için, adam önce ona cevap vermemeyi ve en nihayet, o konuşurken başka düşüncelere dalıp gitmeyi alışkanlık edinmişti.