Evrenin Şiiri sözleri ve alıntılarını, Evrenin Şiiri kitap alıntılarını, Evrenin Şiiri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gölgen ey Dilnya kutuptan orta denize dek, Süzülür şimdi sessiz, Ay'ın usulca ışıyan yüzünde. Sarsılmaz bir sükunetten oluşan Tek renkli pürüzsüz bir eğri çizgi halinde
Bu öykünün ilginçliği nerede? Büyük ölçüde, kıvrak zekânın "ineklemeye” (özellikle de öğretmenin dayattığı sıkıcı çabaya) karşı zaferinden doğar bu çekicilik. Aynı zamanda, matematikçilerin “zarif” bir çözüm dediği şeyin de bir tür simgesidir.
Başka alanlardaki gibi matematikte de önemli olanın sadece yanıtı bulmak değil, yanıtın nasıl bulunduğu olduğunu çarpıcı biçimde bize gösterir. (Eski bir şarkıda dendiği gibi: “Ne yaptığın değil, onu nasıl yaptığındır, sonuca götüren.”) Sherlock Holmes gizemli bir olayı çözdüğünde de bizi öyküye bağlayan, onu çözmüş olması değil, bunu nasıl yaptığıdır.
Matematikte de durum aynen böyledir. Birden yüze kadar sayıları kim olursa olsun toplayıp sonucunu bulabilir. Oysa Gauss sonucu, onları toplamadan elde etmişti.
Ne biçim adamlardır o şairler ki, Jüpiter'den insan gibi bir varhkmışçasına söz edebilirler de, topaç gibi dönen dev bir metan ve amonyak küresi olduğunu hiç söylemezler.
Matematiksel imgelem ve onun yarattığı imgeler, birbirine sıkıca bağlı olarak, bize yüzeyin altındaki gizli ama büyüleyici yapıyı görmemize olanak veren görme yetisini sağlarlar.
Einstein’ın acı acı gülen özdeyişleri ve aforizmaları, akla gelebilecek her türlü inanç ve kanıyı desteklemek üzere, adeta cımbızla seçilip bağlam-içi veya bağlam-dışı olarak uluorta kullanılır oldu (hâlâ da böyledir): “Tanrının evrenle kumar oynayacağına [zar atacağına] inanamam.” (kuantum kuramının getirdiği olasılığa dayalı yorum için); “Rabbimiz ince fikirlidir, ama cin fikirli değildir.”; “Bilimsiz din kör, dinsiz bilim topaldır.” gibi.
matematiksel imgelem ve ve onun yarattığı imgeler , birbirine sıkıca bağlı olarak , bize yüzeyin altındaki gizli ama büyüleyici yapıyı görmemize olanak veren görme yetisini sağlarlar .
Bundan böyle kendi başına uzay ve kendi başına zaman kavramları gittikçe silikleşip birer hayalete dönüşecek, sadece ikisinin bir tür birleşimi bağımsız bir gerçeklik olarak varlığını koruyabilecektir.
Önümüze açtığı ya da aydınlattığı fikirler dünyası, içimizde uyandırdığı tanrısal güzellik ve düzeni seyretme isteği, parçalarının biribirine bağlanışında görülen kusursuz uyum, ilgili olduğu hakikatlerin sonsuz hiyerarşisi ve mutlak kanıtlanmışlığı... Bunlar ve başka bu gibi nitelikler matematiğin insanlardan görmeyi hakettiği saygının en sağlam gerekçesini oluştururlar; ve evrenin tüm planı bir harita gibi önümüze yayılmış, insan zihni de yaratılışın bütün şemasını bir bakışta kavrayabilecek yetenekte olsaydı bile, yine de reddedilemez ve çürütülemez olarak kalırlardı.
Sayfa 121 - J. J. Sylvester, 19.yy matematikçilerinden.Kitabı okudu