Gölgen ey Dilnya kutuptan orta denize dek, Süzülür şimdi sessiz, Ay'ın usulca ışıyan yüzünde. Sarsılmaz bir sükunetten oluşan Tek renkli pürüzsüz bir eğri çizgi halinde
Bu öykünün ilginçliği nerede? Büyük ölçüde, kıvrak zekânın "ineklemeye” (özellikle de öğretmenin dayattığı sıkıcı çabaya) karşı zaferinden doğar bu çekicilik. Aynı zamanda, matematikçilerin “zarif” bir çözüm dediği şeyin de bir tür simgesidir.
Başka alanlardaki gibi matematikte de önemli olanın sadece yanıtı bulmak değil, yanıtın nasıl bulunduğu olduğunu çarpıcı biçimde bize gösterir. (Eski bir şarkıda dendiği gibi: “Ne yaptığın değil, onu nasıl yaptığındır, sonuca götüren.”) Sherlock Holmes gizemli bir olayı çözdüğünde de bizi öyküye bağlayan, onu çözmüş olması değil, bunu nasıl yaptığıdır.
Matematikte de durum aynen böyledir. Birden yüze kadar sayıları kim olursa olsun toplayıp sonucunu bulabilir. Oysa Gauss sonucu, onları toplamadan elde etmişti.