Nuh Keller, evrimin doğruluğundan şüphe etse de, rasyonel olasılık hakkındaki geleneksel Eşari öğretisi açısından evrimin İslam kelamı ile uyumlu olduğu sonucunu çıkarmaktadır. O, Haşiye ed-Dusuki gibi temel Eşari eserlerinde işlendiği şekliyle rasyonel olasılık kavramını şu şekilde değerlendirmektedir:
Allah açısından caiz olan ise, O'nun mümkün olan herhangi bir şeyi yapması ya da yapmamasıdır. Yani, aklın ilkelerinin mümkün gördüğü her şeyin mümkün olması, dolayısıyla varlığının veya yokluğu nun aynı olmasıdır.
Özetle bu, akli olarak mümkün görülen herhangi bir şeyi, zorunlu olarak,
Tanrı'nın yaratma gücüne sahip olmasıdır. Bu noktadan hareketle, Keller şu
sonuca varmaktadır:
. . . Allah'ın bir şeyi başka bir şeye dönüştürmesi (insanın kökeni
konusu dışında) geleneksel olarak, İslam'ın öğretilerine karşıt
olarak görülmemiştir. Gerçekten de günlük beslenme mucizesi
bir yaratığın yenilerek başka bir yaratığa dönüşmesi şeklinde işleyen, Allah'ın yaratıklarını rızıklandırması, kendi varlık tabakamız kadar doğal dünyamızın da idaresini düzenleyen besin zincirinde görülebilir.
Evrim teorisinde olduğu gibi, eğer biz nedensellik, tedricilik, mutasyon ve adaptasyonu bu imkan ile birleştirecek olursak, bu değişim biçimine yeni bir şey eklemiş olmayız diye düşünüyorum. Çünkü İslami iman biçimi bu türden bir nedensel ilişkiyi inkar etmez, daha çok bu nedenlerin kendi kendine işleyişini inkar etmektedir . . .