Tafakkuh... Aslında tasavvufun asr-ı saadetteki karşılığıdır bu kavram. Yani derin düşünme. Asr-ı saadette tasavvuf kelimesi yoktur ama tafakkuh vardır. "Allah bir kişiye dinde hayır murad ederse, onu dinde tefekkuh sahibi kılar" sözü dinde derin anlayış, dinde derin kavrayış sahibi kılar anlamındadır.
Bu sözü "dinin sırrına erenlerden eyler" diye tercüme etmeliyiz. Ama biz bunu, "Allah bir kişiye hayır murad ederse onu İslam hukukçusu yapar" diye tercüme ettik. Aslından saptırmış olduk.
Herkese selamün aleyküm,
Aranızdan bir kişiye aşağıda seçmiş olduğu bir eseri hediye etmek istiyorum. Yapmanız gereken tek şey eseri yorumlarda belirtmenizdir. Herkes için hayırlısı olsun şimdiden.
Açıklanma Tarihi: 03.07.2023
Eserler:
1)
Ben kafiye düşünüyorum oysa sevgilim bana
'Vechimden başka bir şey düşünme' diyor
Diyor ki 'Ey benim kafiye düşünenim rahat ol
Benim yanımda en güzel kafiye sensin'
Hz. Peygamber'den ﷺ evvel birçok nebiler geldi geçti. Bunların sayısı 124 bin olarak nakledilir. Her nebi sadece o dönemin ve yörenin eksiğini gidermek üzere gönderildi. Bunu şuna benzetebiliriz. Bugün herkes bilgisayar işletim sistemleri kullanıyor. Bu programlar olmazsa bilgisayarınız bir iş görmez. Sadece içi boş bir kutu olur. İşletim sistemini yapanlar zaman içerisinde bazı "yamalar" (patch) ile bu programları iyileştirir ve daha mükemmel hale getirirler. Fakat sistemin ana yapısı değişmez. O sistem içerisinde iyileştirmedir bunlar. İşte bunun gibi bazı peygamberler mevcut sistem içerisindeki "patch "lardır. Mesela Hz. İsa bir Yahudi'dir ve Hz. Musa şeriatına tâbidir. O sistemde zaman içerisinde eksilen şey ne ise onu ikâme etmek üzere yine o sisteme gönderilmiştir. O da aşırı toplumsallaşmanın ihmal ettiği ferttir, afakta fazla dolaşmanın ihmal ettiği enfüsi çalışmadır, hukukun ezdiği aşktır. Hz. İsa'nın fonksiyonu tasavvufun Islam içerisindeki fonksiyonuna çok benzer. Hz. Musa'ya indirilen hukuki normlara o dinin hukukçuları öyle bir mevki verdiler ki mesajın ruhunu, aşkını, muhabbetini kaybettiler. Bu bakımdan "yeniden ruh üfleyecek birisi" yani bir Mesih gerektiğinden dolayı Hz. İsa, Musevi şeriatını ihya eden birisi olarak gelmiştir. Dolayısıyla Hz. İsa aslında yeni bir din getirmemiştir. Var olan dinin içerisine kaybolmuş olan o ruhu yeniden üflemiş birisidir.
Bugün, modern dünyanın Peygamberimize ﷺ yönelik en büyük sorunu buradadır. Batı dünyasının imaj yapımcıları, Hz. Muhammed Efendimizi ﷺ "bir Ortadoğulu", "bir savaşçı", "çölde yaşayan birisi" imajına indirgemiştir. O devâsâ hakikati, o bahr-i ummanı bu kayıtlı sıfata indirgemek sûretiyle onu basitleştirmeye ve profanlaştırmaya çalışmaktadırlar. Oysa ki Hz. Muhammed'in ﷺ derunî ve enfüsi hakikatinden haberleri yoktur. İçlerinden, mesela bir René Guénon gibi kimseler çıkıp da bundan bahsedecek olsa hemen kendisini dışlarlar. Halbuki Hz. İsa da bugün Londralı, New Yorklu veyahut Parisli değildir. Hz. İsa da Ortadoğuludur Hz. Musa da. Fakat kimse Hz. İsa'nın tefecilerin tezgahlarını tekme tokat dağıtan adam olduğundan bahsetmez. Veyahut Hz. Musa'nın bir Mısırlı'yla kavgasından ve onu öldürmesinden bahsetmez.
Bu kevnin mekr ü âlinden usandım ya Resûlallah
Kamu naks u kemâlinden usandım ya Resûlallah
Beni bir feyz-i lütfunla eriştir semt-i manāya ki
Bu suret ihtimalinden usandım ya Resûlallah
İki alemde maksudum bilirsin ki cemâlindir Sivânın her meâlinden usandım ya Resûlallah
Değil kâle muvafık hâl-i âlem bir temâşâdır Cihânın kıyl u kâlinden usandım ya Resûlallah
Demâdem şehd-i vaslınla beni şirin-dimağ eyle
Bu dehrin semm ü bâlından usandım ya Resûlallah
Sivânın varlığın hab u hayâle eyledin temsil Hülâsâ her hayâlden usandım ya Resûlallah
Beni lütfun ile bu ism ü resmimden halâs eyle
Salâhi'nin de halinden usandım ya Resûlallah.
Salâhaddin-i Uşşâki
Hz Mevlana üç yaşında ilk eğitimini alıyor, beş yaşında Kur'an'ı bitiriyor, sekiz yaşında annesinden tefsir dersleri öğreniyor. 20 yaşına gelince artık eser vermeye başlıyor.
Kur'an-ı Kerim bendesiyim ben yaşadıkça,
Yalnızca Muhammed yolunun toprağım ben!
Bundan öte bir söz dese her kim, karışıkça,
Israrla şikayetçiyim ondan ve o sözden!
Hz. Mevlana