Eyyüb Sultan Hazretleri'ni, tarih gerçeklerine tamamen uygun olarak, bir edebi ilham ve şiiriyet havasında yazarak, şimdi ve gelecekte okuyanları tatmin etmek arzusu nice zamandan beri içimde tutuşup durmaktaydı. Demek Hz. Allah (c.c.) bugüne emir buyurmuş. Bana, aciz kuluna, minnet ve şükranlarımdan başka arz edecek ne olabilir? Hz. Halid bin Zeyd'in bin üç sene önce yaşadığı dünya ile şimdiki bir midir? Asla! Eseri okurken bilhassa buna dikkat edilecek olursa, onun yüceliği tam olarak sineleri doldurur. Bugünkü dünya çok küçüldü, daha da küçülecektir. Her yeri sır olmaktan çıktı. Dolaşılması günü doldurmuyor. Ay'a, Merih'e ulaşıldı. Bin üç sene önce böyle miydi? Değildi şüphesiz. İmkan olsa da semaya yükselinebilseydi o zaman ve her yeri görülebilseydi... Hicaz topraklarının kavurucu güneşi altında, Allah yolunda, at ve deve ile, bilhassa yaya yapılan cihatlar ne demektir!.. Oralardan İstanbul'a kadar gelmek, çağın en muhkem surları içinde korunan İstanbul'u fethe kalkışmak, ancak İman dolu göğüslerin yapacağı işti. Karadan olsun, denizden olsun, aylarca süren yolculuklar, iklim değişiklikleri, her adımda düşmanla karşılaşma, kimi yıldırabildi? Sevgili Peygamberimiz'in Medine'ye vanşında, Hazreti Allah'ın emriyle evini ona açan ve mihmandan olan Ebu Eyyüb. öyle bir İslam'ın nuru ile parıldadı ki gerek Hazreti Resul devrinde, gerek Halifeler zamanında ve gerekse Hazreti Muaviye hükümdarlığında, İslam nurunun kafirler tarafından söndürülmemesi için cihaddan cihada koşmuş, en büyükten en küçüğe kadar bütün müminlere durmamalarını ilham etmiş, bu uğurda seksen yaşını aşmış bir halde, ikinci kere İstanbul'a gelmiş ve cennetini bulmuştu. Onun asıl adı HALİD'di... Halid bin Zeyd... Yahut Ebu Eyyüb. Kendisine Mihmandar-ı Resul, Alemdar-ı Resul, Vahiy Katibi Ebu Eyyüb El-Ensâri, Muhafız-ı Resul, ve nihayet Eyyüb Sultan da dediler. Daha da başka lakaplar... Sevgili Peygamberimiz, onun için hoşnuttu ve hakkında dualarda bulunmuş, sena etmişti. O, bir şerefe daha naildi: Hem baba, hem anne tarafından Sevgili Peygamberimizin akrabasıydı. (Tanıtım Bülteninden)

Yazar:

Ahmet Cemil Akıncı

Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 482Basım Tarihi: 2012Yayınevi: Bahar Yayınları

ISBN: 9789754504804Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Türler:

Din (İslam),

Tarih

Benzer Kitaplar

Tümünü Gör

Reklam

Kitap İstatistikleri

428gösterim

Kitabın okur profili

Kadın% 44.4

Erkek% 55.6

0-12 Yaş

13-17 Yaş

18-24 Yaş

25-34 Yaş

35-44 Yaş

45-54 Yaş

55-64 Yaş

65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Cemil AkıncıYazar · 53 kitap

1914 yılında Akka'da doğdu. 1929'da Kuleli Askerî Lisesini, Harbiye ve Topçu Okulunu bitirdi (1934). 1960' ta albay rütbesiyle ordudan emekli oldu. 1 Ocak 1984 yılında İstanbul'da öldü. Dinî ve millî konuları işleyen romanlar yazdı. Rahat bir üslûp kullandı ve birçok konuda muteber olmayan kaynaklara dayandı. Dinî romanlarında bilinenlerin ötesinde hayal gücünü fazla zorlamıştır. Dinî romanları: Kâbe'ye Doğru (Hz. Âdem'den Hz. Musa'ya kadar her peygamber bir kitap teşkil eder. 27 cilttir. Toplam 5500 sayfadır. 2. bs., 1981), Kâbe'den Fışkıran Nûr (15 cilt, 1983), Rahmet Müjdecisi Hazret-i Muhammed'in Hususiyetleri, Hazreti Ebûbekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali, Hazreti Hatice, Halîlü'r-Rahman Hazreti İbrahim, Hazreti Peygamber'in Savaşları, Sabır Çağlayanı Peygamber Hazreti Eyyûb, Hızır'ı Arayan Peygamber, Hazreti Aişe, Hazreti Fâtıma, Hazreti Âmine, Hazreti Hamza, Gir Cennetime, Cinler Âlemi... Millî Romanları: Asil Düşman, Hilallerin Gölgesinde, Mehmetçikle 30 Yıl, Selçuk Kartalı Aldoğan, Elif Sultan, Yaylanın Derdi, Yüzbaşı Murat.