Anarşizmin Osmanlıcası

Felsefe-i Ferd

Baha Tevfik

Felsefe-i Ferd Sözleri ve Alıntıları

Felsefe-i Ferd sözleri ve alıntılarını, Felsefe-i Ferd kitap alıntılarını, Felsefe-i Ferd en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözün kısası bütün türkler bugünkü varoluşlarında yarını kestiremeyen ve daha türkçesiyle yarın ne olacaklarını bilmeyen insanlardır. İstanbul'un kaplama uygarlığı altında hâlâ mükemmel bir göçebe hayatı yaşayan bu millet için biricik yasa "yeni gün, yeni rızk" yasası biricik bilgi "günübirlik liderlik" biricik hak "günlük kuvvet" biricik meziyet "gurur" fakat biricik vasıf "aciz"dir. Böyle bir milletin genel konumu "yoksulluk ve zaruret" sözüyle ifade edilir, ve toplumsal konumu maalesef "serserilik" diye nitelenir.
Dün Turan'ın o kaba ve kapsamsız kelimeleriyle düşünen zihinler bugün aynı araçla söz söyleyemezler. İlerlemiş zihin ilerlemiş dil ister... Bugün Turan dilini halka kabul ettirmek isteyenler en önce Turan düşüncelerini yaymalıdırlar. Çünkü bu dilde kılıç çekmek ve ata binmek eylemlerinin deyimleri olsa da bire iki kazanmanın deyimleri yoktur. Oysa zamanımızda ikinci kısım deyimlere daha çok gereksinim duyulduğu asla yadsınamaz. Bu mütalaattan anlaşılıyor ki dünkü milliyetin yani geçmiş seciyelerin bugün canlanması yararlı değil, zararlı olur.
Reklam
Memurlara gıpta değil merhamet etmeliyiz. Herkesin memur olmak istemesi zannedildiği gibi bizdeki memuriyetlerin gıptaya layık bir şey olmasından ziyade bundan başka olacak şeylerin azlığına, başka değişle bizim terbiye ve yeteneklerimiz her türlü mesleğe bağlanmaya uygun olmadığına ve her şeyi kendisinden beklediğimiz hükümetin terbiye ve yeteņeği artıracak ortam ve kolaylıklar sağlamada çok eskiden beri devam eden aymazlık ve pintiliğinin belirtisidir. En büyük ediplerimizden, yazarlarımızdan, ressamlarımızdan, musikişinaslarımızdan, tabiplerimizden, mühendislerimizden, mimarlarımızdan ve saire bilim ve sanat erbabımızdan yalnız kendi mesleğine çabasını adayarak yani biraz da memur sıfatıyla hükümet hazinesinden para almayarak yaşantısını sağlayabilmiş kaç bahtiyar görülebilir.
Bu konuda şimdilik fazla spekülasyon yapmak istemiyorum. Ancak özellikle belirtmek istiyorum ki, bence Mehmed Ö. Alkan'ın bir makalesinde öne sürdüğünün aksine Baha Tevfik bir "liberal" değil, bir anarşisttir. Yoksa Alkan, anarşizmi "kaos" ya da "terör" anlamında mı kabul ediyor? Yoksa böylece osmanlıların Proudhon ya da Kropotkin kadar tahakküm aleyhinde düşünceler geliştirebileceklerine inanmıyor mu? Tahakküm aleyhtarlığını osmanlılara layık mı görmüyor?
1928'de harfler değiştikten sonra, Türkiye toplumunun tarihle olan bağları fena halde kopmuştur. Toplum birdenbire okuyamaz yazamaz hale gelmiştir. Ve bu okuyamaz yazamaz hale geliş, kendi tarihini iyi bilemez hale gelişle paralellik taşır. Zamanla Türkiye'li insan hem Türkiye'nin hem Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihiyle ilgili belge ve kaynakları birinci elden okuyamaz hale gelmiştir. Tabii bir kaç tarih ya da türkoloji eğitimi görmüş insanı hariç tutuyorum, gördüklerini doğru okuyor ve okuduklannı doğru anlıyorlarsa.
Osmanlıcayı -özellikle 19.yy yüzyıldaki- çok iyi bi­liyorum. Ama osmanlıcanın her şeyini değil. Osmanlıca bir der­ya, Türkçeyle bir süreklilik ilişkisinde olsa da ayrı bir dünya çünkü. Ancak bu ilişki yaralanmış ve irin toplamıştır.
Reklam
175 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.