Felsefe Risaleleri

Ebu Bekir Razi

En Eski Felsefe Risaleleri Sözleri ve Alıntıları

En Eski Felsefe Risaleleri sözleri ve alıntılarını, en eski Felsefe Risaleleri kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Deriz ki, akıllı bir kimse bu âlemdeki oluş ve bozuluşun ortaya koyduğu olaylar üzerinde düşünüp araştırırsa, onun esasının değişim ve dönüşüm olduğunu, hiçbir şeyin sabit değil sürekli aktığını görür. Hatta hepsinin bozulup dağılan türden olduğunu anlar. O halde onda bulunmayan şeyi çoğaltmaması, gözünde büyütüp de hayal kırıklığına uğramaması gerekir. Aksine, yaşadığı süreyi bir lütuf, istifade ettiği kadarını da bir kazanç saymalıdır. Zira nasıl olsa yok olup gidecektir. Öyleyse oluşup meydana gelişini gözünde büyütmemeli, çünkü bozuluşa uğraması kaçınılmazdır. Onun bâki kalmasını isteyen kimse imkânsızı istemiş olur. Böyle bir istekte bulunan ise kendisine üzüntüyü davet etmiş, aklî olandan nefsânî olana yönelmiş olur.
Sayfa 150
Açlığa alışmak zenginliktir bilesin // Tokluğa alışmaksa açlığını arttırır.
Sayfa 156
Reklam
Eğer bir kimse kazancına bir sınır koyup onunla yetinmeyi bilmezse, onun insanlara yapacağı hizmet, insanların ona karşı yaptığı hizmetten katbekat fazla olur. Bu hırsla çalıştığı sürece de köleliği sürüp gider.
Sayfa 172
Akıl düşündüğünü delil ile ve açık bir gerekçe ile ortaya koyarken, nefis mantıkî bir tutarlılığı bulunan delil ile değil, görüşünü ikna yoluyla, hoşa giden uygun ifadelerle dile getirir. Bazen nefis, aklı taklit ederek delil getirmeye de kalkışır; fakat onun ortaya koyduğu delil kesin değil ikircikli, gerekçesi de açık seçik değildir.
Sayfa 184
Deriz ki, onların görüşüne göre insan ölümden sonra hiçbir acı duymaz. Çünkü acı duyu ile ilgilidir, duyu da yalnız canlı için söz konusudur. Canlı, hayatta iken acılarla kuşatılmış bir haldedir. O halde insan için ölüm yaşamaktan daha iyidir.
Sayfa 190
Ölüm düşüncesinden uzaklaşmak ve onu unutmak ise bir kazanç ve bir ganimet sayılır. Bundan dolayı biz, bu anlamda daima hayvanlara gıpta ederiz. Çünkü onlar tamamen doğal olarak bu konumdadırlar. Oysa biz ancak aklî düşünce ve tasavvuru bir kenara koyduktan sonra bu duruma gelebiliriz. Sanki bu konuda izlenmesi gereken en faydalı yol budur. Çünkü ölüm korkusu, beklenen acıların katbekat fazlasını celbeder. Zira ölümü düşünüp ondan korkan, düşündükçe her an ölür. Ölüm üzerinde uzun uzadıya düşünmenin oluşturduğu bu gerilim ona birçok ölüm getirir. O halde en iyisi ve nefsin de hoş karşılayıp benimseyeceği şey, bu üzüntüden kurtulmanın çaresini aramaktır. Bu görüş, bizim biraz önce söylediğimiz, “Akıllı kimse kesinlikle üzülmez” ifadesiyle örtüşmektedir.
Sayfa 192
Reklam
340 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.