İngilizler, insanları şapka haline dönüştürüyorlarsa, Almanlar da şapkaları fikirlere dönüştürürler. İngiliz Ricardo'dur, zengin bankerdir ve seçkin iktisatçıdır. Alman Hegel'dir.
Iktisatçıların garip bir tarzı oluyor. Onlara göre sadece
iki türlü müessese var: biri tabii, öteki suni. Derebeyliğin kurumlan suni, burjuvazininkiler tabii kurumlardır. Burada onlar, gene böyle iki türlü din kuran tanrıbilimcilere benziyorlar. Kendilerinin olmayan her din insanların icadıdır, kendi dinleri ise kaynağını Tanrıdan alır. Iktisatçılar bugünkü ilişkilerin, yani burjuva üretim ilişkilerinin, tabii olduğunu söylerken, servetin, içinde yaratıldığı ve üretici kuvvetlerin içinde geliştiği bu ilişkilerin tabiat kanunlarına uygun olduğunu söylemek istiyorlar.