Pek çok kez hapis cezası almakla tehdit edildi. Ama o, yalnızca kadınların, bedenleri üzerinde söz hakkına sahip olduğunu ve ne kadar doğum yapacağına da yalnızca kendisinin karar verebileceğini söylüyordu.
"Uyum (erkek ve kadın arasındaki), kadınları bir mutfak önlüğü ve bir ocağın arkasına sınırlayacağımız bir aptallık ile sağlanamaz. Doğa, her iki cinsiyeti de bilim ve sanat alanında eşit özelliklerle donattı."
"Bir daha asla savaşma, asla ulusal bir şekilde çatışma, herkes için sevgi (herkesi sev!)" parolası, feminizmin tarihsel sürecinde önemli bir yer tutar ve günümüzde hala güncelliğini korur.
Feminizm Feminizm kavramı Fransız devrimi zamanında ortaya çıkmıştır. Fourier’in “yeni sevgi/aşk dünyasından” adlı eserinde söylediği gibi; ‘uyum (erkek ve kadın arasındaki), kadınları bir mutfak önlüğü ve bir ocağın arkasına sınırlayacağım bir aptallık ile sağlanamaz. doğa, her iki cinsiyette de bilim ve sanat alanında eşit özgürlüklerle
Kadın araştırmalarının, cinsiyet araştırmaları adı altında üniversitelere geri çekilmeleri ve kadınların çoğunluğunun gittikçe sosyal ve gündelik sorunlardan uzaklaşmaları bir apolitikleşmeye neden oluyor. Feminist siyasetin yerini cinsiyet teorileri alamaz; tekrar feminist teorinin pratik ile birleştirilmesi gerekir.
“Annelerimiz 60’lı yılların sonuna doğru eğer kadın kurullarını kurup, kadının ataerkil yapılardan kurtulması, cinsel baskının kaldırılması için savaş vermeseydiler, özel hayatın siyasallaşmasını talep etmeseydiler, iş ile ailenin bağdaşabileceğini kanıtlayamasaydılar, biz bugün çok daha mağdur durumda olurduk.”
Uyum (kadın ve erkek arasındaki), kadınları bir mutfak önlüğü ve bir ocağın arkasına sınırlayacağımız bir aptallık ile sağlanamaz.Doğa, her iki cinsiyeti de bilim ve sanat alanında eşit özelliklerle donattı.
İkinci Dünya Savaşından hareketle Nazi Almanyası ve ardından doğu-batı olarak bölünen Almanya örneği üzerinden feminizm'in, dünya tarihinin en acımasız ve en kanlı döneminde edindiği politik duruşu anlatmaktadır bizlere Notz.
Dönemin avrupası her ne kadar savaş ve kıyımlar yüzünden vahşetle anılıyor olsa da bir görüş daha farklı bir şey söyledi bu dönemle ilgili. Kapitalist ataerkil düzen ve erillerin savaşı. Bu noktada feministler doğruyu söyleyen olarak her kesim tarafından kötü çocuk olarak kabul edilmiş, sindirilmeye çalışılmıştır. Ancak sanat gibi, feminist düşünce de bu baskı karşısında duayenlerini dünya tarihine silinmeyecek şekilde kazımış, Rosa Luxemburg gibi, Clara Zetkin gibi, Beauvoir gibi bir çok feminist düşüncenin önderi isim 21. yüzyıl toplumuna yol gösterici olmaktadır.
Notz, her ne kadar Almanya örneğinden hareket etmiş olsa da feminizm hakkında yanlış bilinen bilgilerden, kadının toplumsal eşitlik noktasındaki haklarına kadar değindiği hemen her konu başlığıyla enternasyonal bir sorunlar yumağını ortaya koymakta... Ve bu sorunların ortak adresi ise şaşırmayacağınız üzere kapitalist-ataerkil sistem. Hem kültürel hem ekonomik hem sosyal hem de siyasal alanda yaşanan ortak sorunları ve bu sorunlara karşı verilen ortak mücadeleyi anlatıyor bizlere.
Kitap alternatif tarih yazımı noktasında oldukça nitelikli bir kaynak. Tarihi ve politik mücadeleleri resmi tarihten okumak yerine böyle değerli kitaplardan okumak daha önemli diye düşünüyorum.
İlgilisine şimdiden keyifli okumalar.