Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fichte-Alman İdealizmi 1

Eyüp Ali Kılıçaslan

Fichte-Alman İdealizmi 1 Gönderileri

Fichte-Alman İdealizmi 1 kitaplarını, Fichte-Alman İdealizmi 1 sözleri ve alıntılarını, Fichte-Alman İdealizmi 1 yazarlarını, Fichte-Alman İdealizmi 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğa, tesadüfen ve bizim yardımımız olmadan ortaya çıkmış fiziksel eşitsizliğin sorumlusu olabilir. Ne var ki, sınıfların eşitsizliği ahlaki bir eşitsizlik gibi gözüküyor.
Sayfa 133 - Doğu Batı Yayınları
Çok az insan, bazı konularda herhangi biri tarafından - belki ona önemsiz görünen veya görmezden geldiği konular hakkında daha fazla eğitilemeyecek kadar mükemmeldir. İnsanlığın, kendi üstüne çalışma fikrinden daha soylu çok az fikir tanıyorum-bu durmak bilmeyen yaşama ve çabalama, insanın katılabileceği en soylu şey olan bu canlı verme ve alma edimi, ortak itici güçleri özgürlük olan sayısız çarkın bu evrensel kenetlenişi ve bundan çıkan güzel uyum.
Sayfa 132 - Doğu Batı Yayınları
Reklam
Eğer tüm insanlar mükemmel olabilselerdi, hepsi en yüce ve son amaçlarına erişebilselerdi, o zaman bütünüyle birbirlerine eşit olurlardı. Yalnızca tek bir özne oluştururlardı. Ancak toplumda herkes, diğerlerini geliştirmeye ve onları kendi oluşturduğu ideal insan modeline yükseltmeye çalışır. Bu yüzden, toplumun en yüce ve nihai amacı, üyelerinin tam birliği ve beraberliğidir. Ne var ki bu amacın elde edilmesi, insanın insan olarak belirlenminin elde edilmesini, yani mutlak mükemmelliğe ulaşmayı gerektirir. O nedenle, ilki de sonuncusu kadar gerçekleştirilemezdir ve insan insan olmaya son verip tanrıya dönüşmediği sürece gerçekleştirilemez olarak kalır. Böylece, insanın toplum içindeki son amacı tüm bireylerin tam birliğidir. Ancak bu, insanın toplum içindeki belirlenimi değildir.
Sayfa 131 - Doğu Batı Yayınları
Kimse bir rasyonel varlığı kendi isteği dışında erdemli, akıllı ya da mutlu yapamaz. Zaten bunu yapmaya kalkışmak boşuna olurdu, kimse kendi çabası ve emeği olmadan erdemli, akıllı veya mutlu olamaz - kişi bunu yapmayı dilememelidir, mümkün olsa ya da biri mümkün olduğunu düşünse bile; çünkü bu yanlıştır ve kişiyi kendi kendisiyle ters düşürür.
Sayfa 131 - Doğu Batı Yayınları
Daha doğru bir ifadeyle, kendisini diğerlerinin efendisi olarak gören kişinin kendisinin bir köle olduğunu söyleyebilirdi. Böyle bir insan gerçekte köle değilse bile, kesinlikle köle gibi bir ruha sahiptir ve ona boyun eğdiren ilk güçlü insanın önünde dizlerinin üstünde sürünecektir. Özgür olan tek insan, çevresindeki herkesi özgür kılmak isteyen ve - amacı her zaman belirtilmemiş kesin bir etki sayesinde - bunu gerçekten yapan kişidir. Böyle bir insanın gözleri üzerimizdeyken daha özgür nefes alırız. Hiçbir şeyin bizi kısıtlamadığını, alıkoymadığını ve sınırlamadığını hissederiz ve kendi öz saygımız tarafından yasaklanmayan her şeyi olmak ve yapmak için alışılmadık bir istek duyarız. İnsan, amaçlarına giden yolda araç olarak saçma sapan şeyler kullanılabilir, ama rasyonel varlıklar kullanmaz. Hatta bir kişi, rasyonel varlıkları kendi amaçları için araç olarak da kullanamaz.
Sayfa 130 - Doğu Batı Yayınları
Fiziksel dünyanın ayırt edici yanı olan boyun eğdirmek için değil, eşgüdüm için çabalar. Eğer biri, onun dışarıda aradığı rasyonel varlıkların özgür olmalarına izin vermezse, o zaman onların sadece teorik yeteneklerini dikkate alır, özgür pratik rasyonelliklerini değil. Böyle bir insan, topluma diğer özgür varlıklarla birlikte gitmek istemez, aksine yetenekli hayvanlara hükmeder gibi onlara hakim olmak ister. Böylece, toplumsal dürtüsünün kendi kendisiyle çelişmesine neden olur. Daha doğrusu, böyle bir insanın toplumsal dürtüsünün kendi kendisiyle çeliştiğini söylemektense, onun bu kadar yüksek bir dürtüye sahip olmadığını, insanlığın henüz o kadar gelişmediğini ve onun hâlâ yarım insanın düşük seviyesinde, kölelik seviyesinde bulunduğunu söylemek daha doğru olur. Henüz özgürlük ve kendiliğindenlik duyusunu geliştirmek için yeterince olgun değildir ;çünkü öyle olsaydı, mecburen kendisi gibi diğer özgür varlıklarla çevrelenmeyi isterdi.
Sayfa 130 - Doğu Batı Yayınları
Reklam
Ana dürtü, kendimiz gibi rasyonel varlıkları, yani insanları keşfetme dürtüsüydü. İnsan kavramı idealist bir kavramdır, çünkü insanın insan olarak amacı gerçekleştirilemez bir şeydir. Her bireyin böyle ideal insan örneği vardır. Tüm bu yetkin örnekler aynı içeriğe sahip oldukları halde, derece açısından farklıdırlar. İnsan olarak kabul ettiği kişiyi değerlendirirken, herkes kendi örneğini kullanır.
Sayfa 128 - Doğu Batı Yayınları
İnsan aynı zamanda akıl, rasyonel eylem ve düşünce kavramlarına da sahiptir. Yalnızca içindeki bu kavramları gerçekleştirmek için değil, onların kendisi dışında gerçekleşmiş görmek için de ister istemez bir arzu duyar. İnsanın gerekli gördüğü şeylerden biri, kendisi gibi rasyonel insanların, kendisi dışında varolmasıdır.
Sayfa 125 - Doğu Batı Yayınları
İnsan kavramının bir bölümü de, insanın en büyük amacının erişilmez olması ve oraya giden yolun sonsuz anlamda uzun olmasıdır.
Sayfa 122 - Doğu Batı Yayınları
Söz konusu beceri, kısmen, aklımızın ve kendiliğindenlik duyumuzun harekete geçmesinden önce bizden kaynaklanan hatalı eğilimleri bastırma ve yok etme becerisidir. Kısmen de, dışsal şeyleri kendi kavramlarımıza göre değiştirme ve dönüştürme becerisidir. Bu beceriyi edinmeye 'kültür' denir; aynı zamanda elde edilen bu becerinin belirli bir derecesi de 'kültür' düzeyidir. Kültür sadece derece açısından farklılaşır ama çok sayıda değişime müsaittir. İnsan rasyonel ve duyusal bir yaratık sayıldığı sürece, kültür onun son amacına, 'kendisiyle tam bir uyum sağlaması' na giden yolda kesin ve en önemli aracıdır. İnsan sadece duyusal bir yaratık olarak ele alınırsa, o zaman kültürün kendisi onun en önemli amacı olur. Duyusallık geliştirilmelidir: İnsanın onunla yapmayı tasarlayabileceği en yüce ve en önemli şey budur.
Sayfa 120 - Doğu Batı Yayınları
46 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.