Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fichte-Alman İdealizmi 1

Eyüp Ali Kılıçaslan

Fichte-Alman İdealizmi 1 Sözleri ve Alıntıları

Fichte-Alman İdealizmi 1 sözleri ve alıntılarını, Fichte-Alman İdealizmi 1 kitap alıntılarını, Fichte-Alman İdealizmi 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kişi ne kadar insani özelliklere sahipse, diğer insanları da o kadar derinden ve o kadar fazla etkiler. İnsanlık, kendisinin gerçek mührünü taşıyanı tanımada hiçbir zaman başarısız olmaz. Her insan zihni ve yüreği, insanlığın saf olarak ortaya çıkışına kendisini açar. İnsanlığı daha yüksek olanın etrafında, diğerleri bir daire oluşturur ve onların içinde en büyük insanlığa sahip olanlar ise, merkeze en yakın olanlardır. Onların tinleri, birleşmek ve farklı bedenlerin içindeki tek bir tini oluşturmak için çabalar ve mücadele eder. Bütün hepsi, tek bir anlayış ve tek bir arzu olarak orada, insanlığın yalnızca tek bir projesini oluşturan yoldaş işçiler olarak yer alırlar. İnsanlığı yüksek olan kişi, çağını daha yüksek bir insanlık düzeyine çıkarmak için tüm gücüyle uğraşır; insanlığa yeni çağlar açar. Geriye baktığında insanlık, üzerinden atlamış olduğu uçurum karşısında şaşakalır. İşte böyle yüce bir insan, insan türünün yaşam serüveninden elde edebileceğini, bir devin kollarıyla çekip alır.
Sayfa 56 - Doğu Batı Yayınları
‘’Ben bir Ben’im ve benim için, bir Ben olan herkes aynıdır. Peki, insan imgesinde içerilen ihtişam karşısında titrememeli miyim?’’
Reklam
‘’İnsanın içinde yaşadığı kilden kulübeyi silkeleyip yıkın! Varoluşunun doğası gereği insan, kendi dışındaki her şeyden bağımsızdır. Kilden kulübesinin içinde bile, kendinde böyle bir varoluş hissine sahiptir –zaman, mekan ve kendisine ait olmayan her şeyin ortadan kaybolduğu, tininin kendisini güçlü bir biçimde bedeninden koparıp aldığı tüm bu sevinç dolu anlarda, artık özgür bir biçimde, tinin yalnızca bir beden yoluyla başarabileceği tüm bu amaçların peşine düşmek için bir bedene geri döner. Onu meydana getiren son toprak parçasını da bölseniz, o hala varolacaktır. Varolacaktır, çünkü varolmayı isteyecektir. Kendi sayesinde, kendi gücüyle o, sonsuzdur.’’
Bilim, bizden bağımsız olan ve bizim yardımımıza ihtiyaç duymaksızın varolan bir şey değildir. Aksine o, belli bir yöne çevrilen, yalnızca özgür zihnimiz tarafından yaratılabilen bir şeydir - farz edelim ki, henüz bizim bilmediğimiz böyle bir zihinsel özgürlük mevcut.
Sayfa 76 - Doğu Batı Yayınları
‘’Ulaşmaya çalıştığı amaçlarının renkleri ve dışsal formları yok olabilir ama amacı aynı kalır: Varoluşunun her anında, kendisinin dışındaki yeni bir şeyi kendi çemberinin içine zorla taşır ve bu işi yapmayı; çember içinde her şey tüketilene, maddi olan tüm şey etkinliğinin damgasını taşıyana ve tinsel olan şeyler, onunkiyle tek bir tini oluşturana kadar sürdürecektir. İşte bu insandır. Bu, kendisine ‘’ben bir insanım’’ diyebilen herkes için böyledir.’’
‘’Tinsel dünyanın eksiksiz sistemi, onun içinde bulunu ve insan, anlaşılabilir biçimde kendisini bu dünya için koyduğu yasanın bu dünyada geçerli olmasını bekler. Ben, düzen ve uyumun, ondan ne düzenin ne de uyumun olduğu sonsuzluğa doğru dışa yayılacağının kesin garantisini kendinde içerir; öyle bir garanti ki, evrenin kültürel gelişimi, aynı zamanda insanın kültürel gelişimi ile birlikte meydana gelir.’’
Reklam
İnsan edimde bulunma konusunda ısrarlıdır ve bunu sürdürür. Size ortadan kaybolmuş göründüğünde, aslında yalnızca alanını genişletiyordur. Size ölmüş gibi görünmesiyse, daha yüksek bir yaşam için yapmış olduğu hazırlıktır. Ulaşmaya çalıştığı amaçlarının renkleri ve dışsal formları yok olabilir ama amacı aynı kalır: Varoluşunun her anında,
Sayfa 58 - Doğu Batı Yayınları
‘’Formu olmayan, ölü maddeye ilk kez düzen ve uyum getiren Ben’dir. Düzenlilik, yalnızca insandan kaynaklanır, onu sarar ve onun görebildiği yere kadar alabildiğine uzanır.’’
‘’Tüm bireyler, saf tinin tek büyük birliğine dahildirler.’’
Dünyadaki insani yaşam ile dünyevi zamanın kendisi, tek bir zamanın ve tek bir sonsuz yaşamın zorunlu devirleridir.
Reklam
Mutlak Ben
Derslerinde Fichte öğrencilerine "Duvarı düşünün", der. Sonra da "Duvarı düşüneni düşünün." bir sonraki adımda da, "Duvarı düşüneni düşüneni düşünün." Her bir aşamada, bilince nesne olmaktan kaçan bir 'Ben' vardır ve bu sonsuza kadar böyle devam eder. Sonunda bilince nesne olmaya direnen bir 'Ben' kalır ki bu, transendental ya da saf 'Ben' olarak felsefenin ilk ilkesidir.
Başlangıçta yalnızca ses değil edim vardı
"Sen kendin hakkında başıboş düşüncelere dalmak ya da sofu duyumlamalar üzerinde kendinden geçmek için burada değilsin. Hayır, sen eylem için buradasın; eylemin ve yalnızca eylemin senin değerini belirler."
Kendisinden başladığımız ilke, aynı zamanda bizim nihai sonucumuzdur. Bunun sonucunda şu açıktır: Geçmiş olduğumuz patikayı yeniden takip etmeden, daha fazla ilerleyemeyiz.
Bilimlerin bilimi - Wissenschaftslehre
Gerçek eleştirinin nesnesi, felsefi düşünmedir. Eğer felsefenin kendisi de 'eleştirel' olarak adlandırılıyorsa, bunun tek anlamı, doğal düşünmeyi eleştirmesidir. Saf eleştiri, hiçbir metafizik araştırma ile karıştırılmış değildir.
Kişinin duygularını açık bilince yükseltmesi tinin bir işaretidir; ne var ki yalın duyguyu bir kanıt saymak, tinden yoksunluğun bir işaretidir ve azgın heves ve bağnazlığın bitmez tükenmez kaynağıdır.
Sayfa 184 - Doğu Batı Yayınları
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.