Bir dönemi gerçekçi olarak, abartısız ve sokaktaki insanın yalınlığı ile anlatan, sorgulayan, okuyana da sorgulatan, ve farkında olmayı sağlayan bir roman.
İyi kitap çok satan değildir'e bir müthiş örnek daha...
Gerçekten de fidanlar büyütülmemişler. 12 Eylül darbesi günlerini yalın ve tüm gerçekliği ile ortaya koyan bir roman. Bölümler arasındaki geçişler, gidiş gelişler heyecanı doruğa çıkartıyor. 12 Eylül 1980 sonrasının detayları o kadar güzel yedirilmiş ki romanın içerisine.
Çok sıkı eleştiriler dostane bir hava içerisindeki kahvehane sohbeti havasında... Bir İstanbul Beyefendisi Kazım Bey 80 Anayasasına oy veren, Askeri Darbeye destek olan herkesi suçluyor.
Kitap çok ilginç detayları da gözler önüne sermekte; insanların çocuklarına Evren adı vermeleri gibi.
Fidanların Büyütülmedi Mevsim suçsuz yere içeri alınan oğullarını arayan Kazım ve Munise Tırnovalı'nın değil bütün bir toplumun dramı. 642 bin kişi tutuklanıyor, bunların anne babaları, eşleri, kardeşleri milyonlar...
Kenan Evren'in "darbe şartlarının oluşmasını bekledik" sözüne bu kitapta cevap verilmiş. Darbe şartları oluşsun diye daha çok kan aksın, bir sene önce sıkıyönetim ilan edilmesine rağmen hiçbir şey yapılmasın. Kazım Bey " o gençler silahları cep harçlıkları ile mi aldılar?" diye sorgularken "askeri cunta ülkeyi 12 Eylül'e getiren şartlara hazırlayan kilit kişilerden, kim içeri alındı" diyor.
Mutlaka okunmalı diyerek arkadaşlarıma tavsiye ettim, değerli bir roman.