Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğuda ve Batıda Bakışın Tarihi

Floransa ve Bağdat

Hans Belting

Floransa ve Bağdat Sözleri ve Alıntıları

Floransa ve Bağdat sözleri ve alıntılarını, Floransa ve Bağdat kitap alıntılarını, Floransa ve Bağdat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Floransalıların en sarsılmaz iddialarından biri, perspektif in onların kentinde icat edildiğidir. Büyük icatlar efsaneler yaratır. Açıklanamayan olaylar efsanelerle anlatılır.
Sayfa 171Kitabı okudu
Arap görme teorisi ile Batı’nın resim teorisi arasındaki karşıtlık bilimsel değil, kültürel nedenlerden kaynaklanıyordu.Batı tarzında resimler yapmak Yakındoğu kültüründe uzun süre tabu sayıldı, oysa batı’da bu resimler bilgiye ulaşmanın en ideal yolu olarak yüceltildi.
Sayfa 39 - KÜY yayınevi
Reklam
Canlı mahlukların tasvirleri Allah'a küfretmek demekti; çünkü bu tasvirler Allah'ın eserlerinin sadece bir taklidiydi, zira onlara ruh üflenmemişti.
Batıda hayal gücü hep gözle ilintiliydi; ama Arap kültüründe çok daha kararlı bir biçimde hiç taviz vermeden başlı başına bir dünya haline geldi.
Kültürlerin resimlerle ne yaptığı ve dünyayı resimlere nasıl yansıttıkları bizi, onların düşünme biçiminin merkezine götürür.
Her şey sürekli bir değişim içindedir ve aynı şeyleri ikinci kez gördüğümüzde ilk baştaki gibi algılayamayacağımız kesin değildir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Alberti, resim sanatını Narcissus'un icat ettiğini söyler. Oysa Alberti'nin de bildiği gibi, Narcissus ressam değildir, o her zaman bir izleyici olmuştur. Fakat bu antikçağ delikanlısı kendi yansımasına baktığını bilmiyordu ve resmin özü hakkında da bir fikri yoktu. Fakat Alberti'de durum farklıdır. Alberti'nin yorumunda, suya yansıyan görüntüsünde kendini kaybetmeyen, sanat aracılığıyla kendini bulan bir Narcissus görürüz. (...) her iki durumda da özne, yeni Narcissus olarak, dünyayı bakışıyla kendine mal eder. Yeni resim sanatı bunun için bir teknik geliştirmiş ve ilk kez öznenin bakışını resme koymuştur. Bu şaşırtıcı bir dönüm noktasıdır aslında, çünkü antikçağda bakış pek çok açıdan tabuydu. Narcissus'un kendi bakışıyla karşılaşması ölümle sonuçlanmıştı. İnsanın aynada kendisiyle karşılaşmasının bir metaforundan başka bir şey değildi bu. Ayna tehlikeliydi; aynada kendi bakışınızla karşılaştığınızda hayatınızı ya da kendinizi kaybedebilirdiniz. Alberti'nin Narcissus'u yasak bir bakışın kurbanı olarak görmeyip mitosu olumlu biçimde yorumlaması, kendi bakışına güvenen yeni bir Narcissus yaratır.
Sayfa 231Kitabı okudu
Perspektif dediğimiz resim icadı, görmenin tarihinde bir devrim yarattı. Bakışı sanatın hakemi yapınca, Heidegger'in daha sonra ifade ettiği gibi, dünya resim oldu. Bir izleyicinin dünyaya çevirdiği bakış ilk kez perspektif resmiyle tasvir edildi ve perspektif dünyayı dünyaya bakışa dönüştürdü.
İnsan görürken de "dünyayla yakın bir fiziksel temas" içindedir. "Aslına bakılırsa, uzaktan dokunmaktır bakmak.
Sayfa 108Kitabı okudu
Yazı ilahi kelamın sadece kaydı değil, aynı zamanda da nişanıydı ve bu özelliğiyle kendi kültünü kurdu.
Reklam
Mitosun "edepli Ovidius" diye bilinen Hıristiyan versiyonunda Narcissus, Tanrı'nın sureti olduğunu ve bu sureti fani bedeninde değil, ancak ruhunda bulabileceğini kavramak zorunda kalır. Kendine aşık olma yanılgısına düştüğü için cezası ölümdür. Gözün şehveti her tür ulvi bilginin önünde engeldir, çünkü putperestliğe yol açması kaçınılmazdır.
Sayfa 237Kitabı okudu
Cisimlerin varlığı antikçağda bir imgeler dünyası yaratırken, ışığın varlığı Arap kültüründe dünyanın imgelerden arındırılmasına yol açtı. Işık yansıması ve ışık kırılması optik olgulardır gerçi, ama farklı dünya görüşlerini de simgelerler. Antikçağ optiğinde ışık yansıması ışık kırılmasından çok daha büyük bir öneme sahipti. İki görme kültürü arasındaki fark bundan kaynaklanır. İbnü'l-Heysem, imge iletmeyen ışık kırılmasına büyük önem verdi; ona göre, aynadaki ışık ışınlarının izlediği yol gibi algı da ışık kırılmasının yasalarına tabiydi.
Sayfa 108Kitabı okudu
Resimdeki mimesis Platon tarafından da eleştirilmişti. Platon, yazıyı ve resmi cansız araçlar diye reddediyor, hayatı taklit eden resim gibi yazarları da canlı konuşmayı sahteleştirmekle suçluyordu. Ona göre, yazı (graphe), bozuk ürünlerini (ekogna) canlıymış gibi sunan resim kadar soysuzdu.
Leonardo ile birlikte Batı'nın sanatı daha rasyonel hale geldi. Doğu'da ise bu sistem betimleme ve minyatür üzerine kurulu
Meşrebiye
Duyusal dünya yazı ve geometriyle şifrelendiğinde ve dünya ile bakış arasına, bakışı engellemekten ziyade ehlileştiren ve resimlerden arındıran bir filtre konduğunda doruğa ulaşan bir estetiktir bu. Bu sanatta bakışı kafese koyan geometri, Batı' daki perspektif resmini yaratan geometriden tamamen farklıdır.
Sayfa 268Kitabı okudu
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.