Benim dışımda her şey dinleniyor ya da eğleniyordu; ben ise şeytanların başı gibi, bir cehennem taşıyordum içimde, kendime yakınlık bulamayarak, ağaçları parçalamak, etrafima zarar ziyan vermek ve sonra da oturup enkazın tadını çıkarmak istedim.
Güneş mutlu ve neşeli yüreklerin üstüne doğduğu gibi, benim üstüme de doğuyordu, ama ben çevremde, üzerime dikilmiş bir çift gözün ışıltısı dışında hiçbir ışığın nüfuz edemediği kopkoyu ve ürkütücü bir karanlıktan başka bir şey göremiyordum.