Çılgınlığa sürüklenen bir bilim adamının çarpıcı hikayesini anlatan bir kitap okudum bugün...
Oldukça akıcı ve sade bir dille yazılmış bu eseri okurken nasıl bittiğini fark edemeyebilirsiniz.Gotik edebiyatın kült eserlerinden biri olan Frankenstein'ın Laneti, ölüme karşı savaş açıp açtığı savaşta zafer kazanmak uğruna zamanla kontrolünü kaybeden bir bilim adamının hikayesini konu alıyor
Dr. Frankenstein, yardımcısı Paul ile evinde bulunan laboratuvarında ölü bir köpeği hayata döndürmeyi başardığında sürüklenmeye başlar bu deliliğe.Ölü bir köpeği canlandırması ona Tanrı rolünü kazandırmıştır adeta
Mükemmel insanı yaratabilmek için hızla çalışmalara başlayan Frankenstein, bedeni,elleri,gözleri ve daha pek çok beden parçasını gerek mezarları soyarak ölülerden, gerek yaşlı ve hasta olan yaşayan insanlardan karşılamaktan çekinmeyecektir. Mükemmel insanı oluşturmak yalnız bedenle de kalmayıp ona davranış ve zekayı da kazandırması gerekmektedir
Onun yardımcısı olması yanısıra dostu da olan Paul ona bu yaptığının delilik olduğunu ve çok tehlikeli olduğunu söyleyip engel olmaya çalışsa da Frankenstein vazgeçmez.Bir gün bu durum onu ölüme götürecek olsa bile bu amacından hiçbir zaman pes etmeyecektir
Kitapla ilgili tek takıldığım nokta, olayların çok hızlı bir şekilde gelişmesiydi.Yani daha kitabın ilk 40 sayfasında kendini olayların ortasında bulabiliyorsunuz
Genel olarak beni yer yer hüzünlendiren,yer yer çileden çıkartan bir kitap oldu.Özellikle İgor karakterine çok üzüldüğümü ifade etmeliyim.Bu tarz romanlar hoşunuza gidiyorsa mutlaka bir şans vermelisiniz