Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Geleneğin Direnişi

Beşir Ayvazoğlu

En Eski Geleneğin Direnişi Gönderileri

En Eski Geleneğin Direnişi kitaplarını, en eski Geleneğin Direnişi sözleri ve alıntılarını, en eski Geleneğin Direnişi yazarlarını, en eski Geleneğin Direnişi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...bir şeyin câzibe-i letafeti eczâ-yı mürekkebesinin hakikat ve tabiata muvafık bir intizam ve tenasüb dairesinde bir azamet-i muşa'şaa içinde ihtilaf ve imtizacından vücud bulur." Recâizâde Ekrem
Batı'ya esaretimiz maddenin tahakkümünden ibaret olduğu için sonunda mutlaka nihayete erecektir. Asıl esaret ruhların alçalıp boşalmasındadır.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Ağlarım hâtıra geldikçe gülüştüklerimiz.
Sayfa 139Kitabı okudu
Eslâf kapıldıkça güzelden güzele Fer vermiş o neşveyle gazelden gazele Sönmez seher-i haşre kadar şi'r-i kadîm Bir meş'aledir devredilir elden ele Yahya Kemal
Sayfa 143Kitabı okudu
Sanatta esas şahsiyettir, en kuvvetli şahsiyetler, en samimi olanlardır.
Sayfa 180Kitabı okudu
İnsan eliyle yapılan güzellik, sınırlılığın güzelliğidir.
Sayfa 326Kitabı okudu
Reklam
400 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Gelenek bir milletin kültürüdür. Biz büyük bir millet olduğumuz için büyük bir medeniyetimiz var. Bu medeniyetten feragat etmek kendimizden feragat etmek değil midir? Kendimizi tanımadan Batı'yı tanımamızın hatta onu bile tanıyamamamızın bedelini ağır ödedik.Yeniyi dikta etmek adına geleneği feda etmek ve bunun sonradan acısı ve vahametini anlamak yürekleri burkan bir burhan olsa gerek. Halbuki camiler, kubbeler, nağmeler, divanlar hep bizi söylüyor; hatlar, minyatürler hep bizi tasvir ediyordu. Onlara kulağımızı tıkayarak geçmişle aramızdaki sürekliliği kaybettik ve boşlukta kalarak ait olmayana aidiyet nisbet ettik. Bütün menfi durumlara rağmen geleneğin çığlığını atan şuurlu münevverlerimiz çıktı. İşte bu kitapta bu şahsiyetleri ve faaliyetlerini okuyacaksınız. Müstefit olunuz.
Geleneğin Direnişi
Geleneğin DirenişiBeşir Ayvazoğlu · Ötüken Neşriyat · 199718 okunma
Hıristiyan ortaçağ kültüründe yaygın olan "ubi sunt" (neredeler?) teması Umberto Eco tarafından şu şekilde izah edilir: " dünün büyükleri nerede, görkemli şehirler nerede, güçlerinin eserleri nerede?"
Tursun Bey'in anlattığına göre, Fatih, İstanbul'a girdikten sonra Ayasofya'nın kubbesine çıkmış ve harabe halindeki şehri bir süre seyrettikten sonra hüzünlenerek "Kisra'nın köşkünde örümcek kapıcılık etmede, Afrâsiyâb'ın kalesinde ise baykuş beş vakit davul çalmadadır" anlamındaki şu Farsça beyti okumuştu: "Perde-dari mi-küned der tâk-ı Kisra ankebut Bum nevbet mi-zened der kal'a-i Efrasiyab"
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.