Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Geminin Neresindeyiz?
Nureddin YıldızGeminin Neresindeyiz? Yorumları ve İncelemeleri
Geminin Neresindeyiz? yorumları ve incelemelerini, Geminin Neresindeyiz? kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Geminin Neresindeyiz? puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.910 üzerinden
Nureddin yıldızın kaleminin sade akıcı anlaşılır olmasını hep sevmişimdir. Yazarın kitaplarında ki konuların genel olmasını da çok seviyorum. Özellikle gençlere ithafen bir şeyleri dile getirmesi konuları örneklerle açıklığa kavuşturması ve toplumu var eden Ailenin üzerine yoğunlaşması oldukça hoş. Daha bir çok güzelliklerden bahsedilebilir. Bu kitabın bahsi ise ; bu dünya hayatı bir gemi ise eğer, Allah’ın kullarını hayra davet edecek olan bizler bu geminin neresindeyiz? Allah Teala’nın Al-i imran suresinin 104. Ayetindeki emir gayet açık: “sizden hayra davet eden, iyiliği emredip kötülüğü nehyeden bir topluluk bulunsun. Kurtulanlar onlardır. “ bu Ayetten de açık bir delaletle anlaşılıyor ki, müslümanları iyiliklere çağıran, kötülüklerden uzaklaştırmaya gayret eden bir kitleye ihtiyaç olduğu Müslüman olmanın iyi yaşamak, dağa çekilmek ya da insanlardan uzak ortamda kulluk etmek olmadığını sadece iyilerin olduğu tekkede bulunmak da iyi Müslüman olmanın gereği ve doğası olmadığı mikropların da bulunduğu ortamda sağlıklı hayat yaşamak ve kötülere rağmen iyiliğin gücünü ispat edip üstün tutmak için mücadeleyi aşılayan bir eser . Daha iyi Müslüman olabilmek için okunulabilecek hoş bir eser tavsiye ederim:)
Peygamberin (sav) gemi hadisinden yola çıkarak iyiliği emretmek ve kötülüğü emretmek konusunda oldukça faydalı bir eser yazmış Nureddin Yıldız. İslam’ın yaşanması anlamında büyük bir otorite ve öncülerden olan Nureddin Yıldız, eserinde genel olarak biz insanların aynı gemide olduğunu ve bananeciliğin geminin delinmesine sebep olarak hepimizi batıracağını bildiriyor.
Eserin dili gayet sade ve anlaşılır, genel olarak Nureddin Yıldız’ın dili her tür insanın anlayacağı dilden ve bu şekilde olurken de kalitesinden ödün vermiyor. Betimlemeler ve örnekler güzel yapılmış, konuyu anlamada etkili olmuşlar. Konunun işleniş sırası gayet düzgün, konular bağlı ve akıcı bir türde işlenmiş. Eser genel olarak şu yaşadığımız dönemde nasıl Müslüman olunur,ne tavırda yaşanır düşüncesini içeriyor. Sizin de eserden çok fayda bulacağınızı düşünüyorum. Keyifli okumalar!
Nureddin Yıldız Hocamızın eserlerini okurken sanki bana anlatıyor gibi geliyor, çok verimli bilgilerin kaleme alındığı kitap kesinlikle okunmalı...
Eğer bu ümmet, farklı ve üstün bir ümmet ise bu, kendi kendini kontrol eden ve her ferdinin kendini dininin hizmetçisi, iyiliklere davet eden davetçisi, kötülüklere karşı sivil polisi olarak gören anlayışı sayesindedir.
Biz özellikle Buhari'nin rivayet ettiği bir hadisi esas alarak yola çıktık. Daha hassas bir harita ile yol alabilmeyi umuyoruz:
"Allah'ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer. Bir bölümü geminin üst kısmına düşmüş, diğerleri de alt kısmına düşmüştür. Alt kısımda kalanlar, su ihtiyacı olduğu zaman üst güverteye çıkıp su ihtiyacını gidermektedir. Onlar şöyle derler: 'Bizim bölümden bir delik delelim de üsttekilere eziyet etmeyelim.' Eğer üsttekiler, onlara ilişmez de serbest bırakırsa hepsi helak olur. Ellerinden tutup engel olurlarsa onlar da kurtulur, kendileri de." (Buhari, Şerike, 6/2493;Tirmizi, Fiten, 12/2173)
Yaşam yolculuğumuz boyunca hassasiyetlerimizin canlı kalmasını istiyoruz. Gemimiz ve yüzdüğümüz okyanus önemli değildir. Biz nerede isek orası okyanustur. Ev, sokak, mescid, vakıf, köy, şehir, market... Her yerde ve her zaman yol üzereyiz.
Bu çalışma, gemideki yolculuğumuzu hatırlatma amacı gütmektedir.
İman edenleri iman etmeyenlerden ayıran bir numaralı özellik, iman edenlerin Allah'a teslim olmuş olmalarıdır. Bu teslimiyeti yansıtması bakımından da iman edenlere "Müslüman" adı verilmektedir.
Müslüman olmak ve Müslümanlığı iyi yaşamak, dağa çekilmek ya da insanlardan uzak bir ortamda kulluk etmek değildir. Sadece iyilerin olduğu bir tekkede bulunmak da iyi Müslüman olmanın gereği ve doğası değildir. Mikropların da bulunduğu ortamda sağlıklı bir hayat yaşamak gibi, kötülere rağmen iyiler olarak iyiliğin gücünü ispat eden bir çalışma içinde yer almak, iyiliği kötülükten üstün tutmaktır iyi Müslümanlık.
Allah Teâlâ'nın Al-i İmran suresinin 104. ayetindeki emri gayet açıktır: "Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip kötülüğü nehyeden bir topluluk bulunsun. Kurtulanlar onlardır."
Açık bir delaletle anlaşılıyor ki Müslümanlar'ı iyiliklere çağıran, kötülüklerden uzaklaştırmaya gayret eden bir kitleye ihtiyaç vardır. Bu sorumluluğumuzun adı kısaca, Allah'a davettir. Dünya hayatı bir gemiyse eğer, Allah'ın kullarını hayra davet edecek olan bizler bu geminin neresindeyiz?
Her zaman ki gibi bir Nureddin Hoca kitabı. Fazla lafa gerek yok. Ben çok beğendim. Okuyanların da beğeneceğini umuyorum. Yolumuzun ne olması gerektiğini en güzel haliyle sunmaya çalışmış, Allah ondan razı olsun…
Geminin Neresindeyiz?
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” sözü bir müslümana ne kadar ters olduğunu gösteren bir kitap…
Biz müslümanlar, günahlara karşı sessiz kalmamalıyız. Lut kavminde de teheccüd namazına kalkan dinini çok iyi yaşayan insanlar vardı fakat diğer günahkârlar gibi hepsi birden helak oldular. Sebebi ise günahlara karşı topluma sessiz kalmalarıydı.
Biz hepimiz bir geminin içerisindeyiz. Geminin bazı yerleri su almaya başlarsa geminin tamamı denize batar. Bu yüzden toplumumuzda elimizinden geldiğince günahlara engel olmamız gerekiyor. “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Gemimizde ilgilenmemizin asıl gayesi biziz. Batan gemide sağ kalmamız mümkün değildir gemiyi biz delelim veya korsanlar delsin sonucu aynıdır gemimize sahip çıkmaya mecburuz imanımız gereği olarak da mecburuz aklımızı kullanıyor olmamızın sonucu olarak da mecburuz
Gemimize nasıl sahip çıkacağımızın muayyen bir şekli de yoktur Gemi nereden su alıyorsa acil desteğimiz orada olacaktır Ailede su alıyorsa oradayız okulda su alıyorsa orada medyada su alıyorsa medyadayız. Camilerimiz su aldıysa camilerdeyiz
Mümin olarak yaşadıkça gemimiz de yol aldıkça görevdeyiz"
Son sayfasından
Ayet ve hadisler ışığında Dünya hayatımızı bir gemiye benzeten kitap Nureddin Hoca nin diğer kitaplarından biraz daha farklı geldi bana.
Bu yolculuğu selamet ile yapabilmek için
Özellikle iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymanın ehemmiyeti anlatılıyor .
Biz, hataların oluşmasını engellemekle uğraşmaktan çok, hataları düzeltmekle uğraşabiliriz. Evet, hatasızlık idealdir. Ancak hatası ile doğrusu ile insanı kabul etmek daha gerçekçi tutumdur“
Biz bu gün , gemisi her zamankinden daha fazla su alma riski olan bir ümmet’iz.!! Birileri gemimizi sürekli tehdit etmektedir. Allah’ın rahmetine ve yardımına çok muhtacız ... Biz ise apartmanlarımıza gömülmüş durumdayız.!
"Müslüman , Rabb'ine teslim olurken Rabb'i için çalışmayı da kabullenmiş kimsedir." Nureddin Yıldız hocamızın insanın yaşantısını gemideki yaşantıya benzeterek ve sanki karşımızda bize anlatıyormus gibi yazdığı bu eseri beni çok etkiledi. İnsanın cihadı esnasında karşısına çıkabilecek engelleri ve bu engellerle nasıl başa çıkabileceğini anlattığı bu eseri naçizane siz kardeşlerime tavsiye ediyorum.
Bizler birer gemideyiz ve başkasının bu gemiye vereceği zarar sadece o başkasını etkilemeyeceği gibi şu dünyada bizler ne kadar iyi kul olsak bile eğer çevremizde günah işleyen insanların doğru yola gelmesi için çabalamıyorsak en azından hakkı anlatmıyorsak faize,zinaya elimizle yada dilimizle hiç değilse kalbimizle mani olmuyorsak tam anlamıyla imanın gereğini yerine getirmemiş oluyoruz.
Evet farz olan ibadetleri yerine getirmek ve sünnetin ise peşinden gitmek durumundayız fakat iş bununla bitmiyor. Aynı gemide olduğumuz için başka birinin isyan etmesi yani gemiyi delmeye çalışması tüm geminin su almasına sebep olacağı için bizi etkileyecektir.
Yeni bir bakış açısı kazandırması açısından okunması gereken bir kitap.
Geminin neresindeyiz?
Bazen bazı kitapların başlıkları direkt kitabın içeriğini bizlere sunuyor aslında. İşte bu kitapta o tür kitaplardan.
Kitap şu hadis çerçevesinde konuları işliyor genelde:
"Allah'ın emirlerine uyanlarla uymayanların durumu, bir gemi için kura çekenlere benzer.
Bir grup insan, geminin üst kısmına düşmüş; diğerleri de alt
İslam garip başladı gariplerin dini olarak yola çıkıldı. Sonra durum değişti , zaferler ardı ardına geldi. Allah gariplere yardım etti. Allah’ın yardımı gözle görüldü, elle tutuldu.
Allah’ın yardımı bilhassa sahabiler döneminde sürekli ve reddedilemez bir gerçek olarak Müslümanları bulmuştu. Allah’ın yardımı,peygamberler veya ashabın şahsına değil üstlerindeki göreve geliyordu. Aynı yardım,geldiğinde yine şahıslara gelmeyecektir.
Yardımı hakedenler , Allah’ın davasını omuzlayalar , okyanuslarda yol alanlar için fırtınalara karşı yardım gelecektir.
Gemisi Nuh’un gemisi olanlar bu yardım için ellerini açabilirler.
Gemimizle ilgilenmemizin asıl gayesi biziz batan gemide sağ kalmamız mümkün değildir. Gemiyi biz delelim veya korsanlar delsin , sonuç aynıdır. Gemimize sahip çıkmaya mecburuz. İmanımız gereği olarak da mecburuz , aklımızı kullanıyor olmamızın sonucu olarak da mecburuz.
Gemimiz nerden su alıyorsa acil desteğimiz orada olacaktır. Ailede su alıyorsa oradayız, okulda su alıyorsa orada, medyada su alıyorsa medyadayız. Camilerimiz su aldıysa camilerdeyiz.
Nefes aldığımız mümin olarak hayatımızı sürdürdüğümüz sürece gemimiz yol aldıkça görevdeyiz.
Yaşamı gemi yolculuğuna benzeterek bu metafor üzerinden gidiliyor kitapta. Özellikle iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymanın önemi üzerinde ısrarla durulmuş. Geminin su alması, içten veya dıştan oluşabilecek çatlaklar karşısında yapabileceklerimiz, yapmamız gerekenler de anlatılmış. Fitne zamanlarında ayakta durabilmek, ayak kaymalarına karşı sabit kalabilmek zaferdir. Herkesin kaçtığı zamanda kaçmamak, kimsenin infak edemediği zamanda infak edebilmek zaferdir. Efendimizin verdiği mücadelenin neresinde olduğunuzu öğrenmek istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim.