Öne Çıkan Genç Kız Kalbi kitaplarını, öne çıkan Genç Kız Kalbi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Genç Kız Kalbi yazarlarını, öne çıkan Genç Kız Kalbi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugünkü yaşayışımız bir insan yaşayışı mıdır?Buna gerçek anlamda bir hayat demek doğru mudur?Böyle yalnız hayvanca zevklerle yetinmek için insan son derece ilkel olmalıdır.Yalnızca ye,iç,uyu...Ne bir sanat endişesi,ne estetik bir zevk...Ne de bir değişme ve gelişme arzusu.Sadece horultulu bir uyku!Hem şurasını siz iyice aklınıza koyunuz ki,uygarlık yıkmak değil,yapmaktır ve ben,insanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti,yüz büyük savaşı kazanmış millete bin kere tercih ederim.
Mehmet Rauf'la Eylül'ü ile tanışmak istiyordum aslında ama bu kitapla da olsa onunla tanıştığım için memnunum. Kitap bir genç kızın içinde hissettiklerini, aşkını, hayal kırıklıklarını konu alıyor.
Aslında sevsem mi sevmesem mi bilemedim ama sevmeye daha çok yatkınım sanırım. Başlarda her şey güzel gidiyordu. Pervin isimli karakterimiz kadın haklarından, görücü usulünün saçma ve yapay olduğundan, gerçekten biriyle hayatı sürdürebilmek için onunla bol bol muhabbet etmek gerektiğinden ve bunun öyle ilk görüşte olamayacağından vs. bahsediyordu ve fikirlerine ben de katılıyordum. Ama sonra bir sayfada şöyle bir cümleye rastladım: "Bir genç kız için senelerce tanıyarak ve süsleyerek sevdiği erkeği nihayet bir gün bulup, 'O sensin!' diyerek ona teslim olmak, artık onun kulu, esiri olarak yaşamak... Acaba bu saadeti tutmak benim kaderimde var mı?"
Böyle bir cümleyi hafife alamadım ve kitaba olan tüm memnuniyetim söndü gitti... 'onun kulu, esiri olarak yaşamak' tabiri beni fazlasıyla rahatsız etti.
Ama bu cümle dışında bence oldukça güzel bir kitaptı. Sonu her ne kadar istemediğim gibi bitse de bence kitaba en yakışacak son da buydu. Keyifli okumalar:):)
Genç Kız KalbiMehmet Rauf · Kırmızı Kedi Yayınları · 20167,2bin okunma
"Bir genç kız hayatını ortak edeceği ve teslim edeceği erkeği tanımalı, bilmeli, sevmeli... Hiç olmazsa evlilikte yalnız servet gibi, namus gibi dış görünüş değil, hayatın esasını oluşturan ahlak ve görenekler göz önüne alınmalı."
"Evet, ben de sevmek ve sevilmek isterim fakat isterim ki seveceğim adam aşkıma ve bana layık olsun ve isterim ki o sevdiğim adama üzülmeden, pişman olmadan hayatımı ölünceye kadar geri almamak üzere vereyim."
Eğer ahlaksa, bu yalnız kıyafetle şart değildir... Mesela, bol çarşaf giyen kadınların içinde kötüleri yok mudur? Şık bir kadın edep ve terbiye dairesinde giderken, niçin itiraza uğrasın?
"Bizim gibi ilk gençliklerinden itibaren ruhlarının bütün coşkusuyla ve özlemiyle vurgun oldukları güzellik ve zarafet duygularını, edebiyatın saf hayat vermesiyle beslemiş ve süslemiş pervasız varlıklar, özellikle benim olduğum gibi senelerce yoksun ve uzak olduğu için büyük bir hayalle süslediği bir şeye kavuşunca orası Paris gibi bir güzel sanatlar zarafet merkezi bile olsa, az çok hayal kırıklığına uğrayacağı muhakkaktır."