Hayatımda okuduğum en sıkıcı ve sıradan kitaplardan birisiydi. Bu kısa ve net açıklamadan sonra ayrıntılara giriyorum.
Ben kitabın Parantez yayın evinden çıkan halini okudum. Okumamı engelleyecek düzeyde olmasa da, yaklaşık 200 sayfa bir kitap için yazım hataları fazlacaydı. Çeviri Avi PARDO'nun çevirisiymiş. Söz konusu çevirmenle ilk defa
Toza Sor ile harikalar yaratan Fante'nin okuduğum 4. kitabı oldu bu kitap. İçinde bir çok hikaye var, baştaki 5-6 hikayesi aynı kişinin anlatımıyla geçiyor. Bir duvarcı ustasının oğlu sayesinde, büyüme serüveninde aşklar, beyzbol ve ebeveyn eleştirileri geliyor. Kitap tat olarak "Çavdar Tarlasında Çocuklar"a çok yakın geldi. Özellikle son hikayeyi de okuyunca, yazarın bunları gerçekten yaşadığını düşündürüyor. Yoksa bu denli gerçek duygular çıkamazdı. Çeviri çok güzel, bir kaç yerde eski sözler kullanılsa da beğendim. Fante çok büyük bir yazar. Ama maalesef asla değeri bilinmeyecek.
John Fante'nin Toza Sor kitabını okuyup favori listeme aldıktan sonra, kalan tüm kitaplarını siparil verdim.Fakat....Fakat ne Bunker Tepesi düşleri ne de gençliğin şarabı kitapları gibi eserleri, asla Toza Sor kalitesinde değil.
Bu 3 kitabı okuduktan sonra artık John Fante'nin tarzını çözmüş bulundum.Genelde ani kararlarıyla hikayenin konularını bir anda çevirip bambaşka yöne akıtarak ben nerdeyim, buraya nasıl geldim hissi yaşatıyor.Bu his toza sorsa muhteşem geçişlerle inanılmaz iyi gelirken, Gençliğin Şarabında ise kitabı bıraktırtmaya itiyor...
Hikayelerinin içeriğinde kiliseyle haşır neşir anıları, cehennem hikayeleri, peder dialogları okadar gereksiz uzun ve detaylı ki, 3 bölümü bu şekilde 4 sayfa okuyup atladım.ilk 70 sayfası ve son bölümlerden biei komik ve akıcıydı sadece.Kitap bittiğinde ise tamamen zaman kaybı hissyatı yaşattı.büyük hayal kırıklığı...