Gençlerin beyaz sayfaları Gazi Mustafa Kemal'in kaleminden çıkan satırlarla doluyor. Okurken göğsüm kabarıyor, kendimi o sınıflardaki çocukları izlerken hayretle hayale dalıyorum sonra kendimi sorguluyorum; Ben ne yapıyorum ya da bir şeyler yapıyor muyum, ben o imtihanların birinde olsam Gazi Mustafa Kemal'in yüzündeki tebessüm olur muydum diye kendimi yokluyorum. Düşünürken kendi tebessümümü oluşturamıyorum ne yazık ki. Sonra bu anılardan bahsi geçenlerden birileri benim büyüklerim olsaydı ya daha farklı olurdu diye suçu üzerimden atıyorum. Bu düşüncemin üzerinden çok geçmeden “Çocuklarımız gençlerimiz babalarında gördükleri noksanları dünyaya bakarak tamamlamaya çalışmaktadırlar! Çalışmalıdırlar. ” ben kitabı okurken Paşa'da içimi okur gibi vicdanımı rahatlatmak için başkalarının, durumun, varsayımların üzerine attığım suçluluk duygusunu benim attığım yerden geri bana iade ediyor bir güzel.
Topu başkalarına atmak yerine önce topu sürmeyi hatırlatan(çünkü hatırlatan demek maalesef günümüzce daha uygundur) bir eserdir.
iyi okumalar...