Bilimkurgunun efsanevi kadın yazarlarından Ursula K. Le Guin şöyle belirtiyor: “Daha çok kız kardeşimin yükseklere kanat çırpmasını istiyorum. Zira özgürlük, hiçbir zaman kadınların kolay kolay elde edebildiği bir şey olmadı.” Bu alıntıyla birlikte belirtmek gerekirse, kadınların toplumda sosyal statüsü konumlarından tutun da ev içi emeklerine değin özgürlük alanlarının kısmen yahut çoğunlukla kısıtlandığı, farklı zorbalıklarla karşılaştığı ortadadır. Kadınlara temas eden her türlü konuların eşiğinde özgürlük alanı çok önemlidir. Bu bağlamda edebiyatta özellikle kadın yazarların yazınsal alanlardaki özgürlüğü kıymetlidir.
Antolojideki öykülerde camdan kemiklere, tehlikeli deneylere, hafızasını sıfırlamak isteyene, damızlık olarak görülen kadınlara, yapay zekâ düzlemine, robotlara ve sistemin çatlaklarından sızarak alternatif evrenlerdeki gezegenlere yolu çıkıyor okurun. On beş öyküdeki ana izleklerin başında kadın temelli meseleler ve ataerkil düzene başkaldırının var olduğu görülüyor. Yılmadan devam eden kadın mücadelesinin yaratıcılıkla taçlandırıldığı öyküler, yerli feminist spekülatif kurgunun patikasına katkı sağlayacaktır.
Gezegenin Etrafındaki Kadınlar’da (Feminist Spekülatif Kurgu Öykü Antolojisi 2023) öykülerin seçimi ve sıralanması Melisa Parlak & Meltem Dağcı tarafından gerçekleştirildi. Sadece kadın yazarlardan oluşan “kadın” temalı spekülatif antolojide on beş yazar bir araya gelerek dünyadan farklı bir gezegen hayal ettiler.
Bu hayal dünyasının kıyısında, bilim ve kurguyla kalmanız dileğiyle.
Katkıda bulunan yazarlar:
Selin Arapkirli, Zeynep Okçu, E. Nihan Acar, Melisa Parlak, Elif Hamamcı, Zeynep Kahraman Füzün, Gizem Çetin, Deniz K. Üstündağ, Serpil Ülger, Nurgül Çelebi, Ezo Evrim Harsa, Melis Büyükplevne, Dr. Özlem Kurdoğlu, Deniz Erkaradağ, Şeyda Aydın.
Kitaptan:
"Bu zorluklara rağmen cam kemikli kadınlar doğum yapmaya teşvik edilirdi. Doğumda leğen kemikleri kırılır, tekrar ameliyat gerekir, bu zorluklar ise “anneliğin fedakârlığı” olarak kutsanırdı. Doğum yapmak istemeyen asil kadın hoş görülmezdi.
İş dünyasının geri kalanı tamamen asil erkeklere aitti. Kadınlara ise yalnızca iki sektörün kapısı açıktı, birisi zaten ev yardımcılığı yapan bir aileden gelenler için yardımcılık, diğeri de fuhuş. Seks işçiliği yasadışı olmasına rağmen, evinde tatmin olamayan erkekler sayesinde patlama yapmıştı.
Seks işçisi kadınlar, muhabbet tellallarıyla ameliyat öncesi sözleşme imzalar, merdiven altı kliniklerde ucuz metal alaşımlı kemiklerini taktırır, alışma dönemi bile bitmeden patronlarına borç ödemek için çalışmaya başlarlardı. Borç faizle sürekli artar ve borçlar yaşlanana kadar bitmezdi.
Bu durum bir yandan toplumun, kadınlar için metal alaşımlı kemikleri fahişelikle özdeşleştirmesine neden oluyor, diğer yandan seks işçisi bir kadının bu işi bırakmasını olanaksız hale getiriyordu. Kadına metalden iskelet, altına ateşle dağlanmış namussuzluk damgası gibiydi." (Cam Kemikler / Gizem Çetin)
