Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Giotto'nun Sanatı

Bedrettin Cömert

Giotto'nun Sanatı Sözleri ve Alıntıları

Giotto'nun Sanatı sözleri ve alıntılarını, Giotto'nun Sanatı kitap alıntılarını, Giotto'nun Sanatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Giotto'nun Yaşam Öyküsü:
''Giotto'nun yaklaşık 1280-1290 yılları arasında, Cimabue'nin yanında çırak olarak çalıştığını hemen bütün sanat tarihçileri kabul ediyor. Bu konuda Vasari, biraz abartmalı olarak şöyle diyor: ''..Giotto on yaşlarındaydı. Henüz çocuk olmasına karşın, olağanüstü bir zekâsı bulunduğunu gösteriyordu. Bu özellik onu, hem babasının hem de başkalarının gözünde sevimli kılıyordu. Bondone, oğluna, otlatsın diye birkaç da koyun vermişti. Giotto, koyunları otlatırken, resme karşı olan doğal eğilimin itkisiyle, taşların üzerine veya yere, durmadan bir şeyler çiziyordu. Birgün Cimabue, bir iş için, Floransa'dan Vespignano'ya giderken, yolda Giotto'ya rastladı. Onu, düzgün bir taşın üstüne, bir kömür parçasıyla bir koyun resmi çizerken gördü. Bunun üzerine çocuğa, yanına çırak girmeyi isteyip istemediğini sordu. Giotto, Babası razı olduğu taktirde, bu öneriyi severek kabul edeceğini söyledi. Cimabue, çocuğun babası Bondone'ye durumu iletti. Bondone, Cimabue'nin Giotto'yu Floransa'ya çırak olarak götürmesine izin verdi..'' (Vasari, s. 299-300) Divina Commedia'nın adı bilinmeyen açımlayıcısının yaklaşık 1395'te verdiği bir bilgiye göre, Giotto, önce bir süre çıraklık yapmış, ama aynı zamanda Cimabue'nin dükkânına devam etmekten de geri kalmamıştır. (Baccheschi, s. 83) Bu durumda, Giotto'nun, Cimabue'nin yanında çalışmaya başlaması Vasari'nin anlattığı gibi öyle çarçabuk olmamış, oğlunun resme eğilimini gören babası Bondone, onu yün işlerinden alarak temelli Cimabue'nin yanına vermiştir.''
GIOTTO ASSİSİ'DE:
Kutsal Kitap Öyküleri: Giotto'nun olduğu genellikle kabul edilen Kutsal Kitap öyküleri, girişten birinci ve ikinci bölmelerin sağında ve solunda bulunanlardır. Bu öyküler, Resim 4'teki sıralamaya göre şunlardır: * A. ESKİ AHİT ÖYKÜLERİ (sağda): 1. Yakup'un İlkoğulluk Hakkını Alışı 2. İshak'ın Esav'ı Geri Çevirişi 3. Yusuf'un Satılması 4. Benyamin'in Torbasında Kadehin Bulunması 5. Habil'in Öldürülüşü * B. YENİ AHİT ÖYKÜLERİ (solda): 7. İsa Golgota Yolunda 8. İsa'nın Vaftiz Edilişi 9. İsa Din Bilginleriyle 10. Ölü İsa'ya Ağıt 11. İsa'nın Dirilişi ve giriş duvarının içinde 12. Pentikost 13. İsa'nın Göğe Yükselişi
Reklam
''Düşünce ve sanat hiçbir zaman sıçrayarak ilerlemez. Tarih nasıl bir süreçse, birbirini izleyen bir oluşumlar bütünü ise, düşünce ve sanat da bir öncenin sürekliliği ve bir sonraya bağlanışıdır. Ne var ki, bu süreklilik, bir incenin yinelenmesi değildir, ne de dönemler, çağlar sıfırdan başlayan zaman kesitleridir. Her çağ, bir önceki çağın sonucu olmaktan başka, bir sonraki çağın da tohumudur. Ancak bu yolla, şimdi'yi geçmiş'e bağlamak olanaklıdır. Evrensellik ancak bu koşulla kabul edilebilir.''^(Sayfa: 87-88)
3. BÖLÜM, GIOTTO PADOVA'DA:
''Giotto, San Francesco'nun yaşamını anlatırken, onu, herkes gibi insan olan bir insan gibi görmüştür. Oysa İsa'yı ne denli insan olarak görürse görsün, toplumun ona tanıdığı aşkın değeri görmezlikten gelemezdi, çünkü sanatçı, çağının koşullarından dışarı çıkamaz, özellikle Ortaçağda, toplumun bütün gösterilerinin dinsel inanç tarafından belirlendiği bir dönemde, böyle bir koşullanma kaçınılmaz olmaktan başka, doğaldır da. Hem sanatçı, yaşadığı dönemin özelliklerini, belirli bir toplum boyutu içinde, temel ilke ve yönelimleriyle yansıttığı sürece tüm insanlığın malı olabilir. Aynı dönemin bir başka sanatçısını, Dante'yi ele alalım. Onun kadar koyu bir katolik az bulunur. Ama onun bütün inancı ve yargılarındaki sınırsız acımasızlık; o çağı niteleyen koşulların da adil bir düzenini gerçekleştirmek amacını güder. Dante'nin o belirli koşullar içinde, hatta o koşulların varlığını tartışmaksızın; adalet, haklılık, namusluluk vb. ilkeleri savunmuş olması, bütün kötülüklere ve eğriliklere, çağının somut durumları içinde bir iyilik ve doğruluk yolu göstermesi ve bu yolu göstererek, çağının gerçek yapısını yansıtması, onun ülkülerini soyutluktan kurtarmış ve onu bugüne bağlayabilmiştir.'' (Sayfa: 86-87)
''Giotto ve S. Francesco geleneği: Giotto, geçmişten yalnızca resimsel biçimde gerçekleştirdiği yenilik nedeniyle ayrılmıyordu. Bütüncül yeni bir insan anlayışı, yeni bir tarih görüşü, onun bütün sanat davranışını niteleyen başlıca özelliklerdi. Bu tutumu, konuların değerlendirilişinde bile görmek olanaklıdır.''